Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Güney Kıbrıs yönetiminin hala Akdeniz’deki bazı akıl almaz hayalleri şüphesiz ki bizimde buradaki yaklaşım tarzımızı çok daha farklı hale getirmektedir. Burada Lübnan’ın hassasiyeti inanıyorum ki ortak hassasiyetimizin de bir gereğidir” dedi.
Başbakan Erdoğan ve Lübnan Başbakanı Necip Mikati, Başbakanlık Merkez Bina’daki baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Başbakan Erdoğan, başa başa ve heyetler arası görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkilerin gözden geçirildiğini belirterek, ”Lübnan ile ikili ilişikilerimiz göreve geldiğimiz günden bugüne 219 milyon dolardan yaklaşık 5 kart artarak, 1 milyar dolara yükseldi. Tabii bu hızlı artışın bölgemizdeki siyasi ve toplumsal çalkantılara rağmen 2012 yılında da mevcut durumunu koruyor” diye konuştu.
Lübnan ile tarihi bağlara dayalı bir dayanışma anlayışının mevcut olduğunu ve Lübnan’ın sıkıntılarının Türkiye’nin sıkıntısı olduğunu ifade eden Erdoğan, ”Bütün bu gelişmelerin olduğu dönemde de bizler Lübnan’la bu dayanışmamızı, bu ilişkilerimizi sürekli devam ettirdik ve her geçen gün de sürekli artan bir ivme ile bu işbirliğimiz bu dayanışmamız devam etmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Lübnanlı mevkidaşı Mikati ile görüşmelerinde Suriye’deki kriz başta olmak üzere bölgedeki son gelişmeleri etraflıca değerlendirme imkanı buldukları ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
”Zira Suriye ile Lübnan arasındaki ilişkilerinde geçmişi biliyorsunuz. Çok çok anlamlı bir geçmişe sahiptir ve gerek Lübnan’ın Suriye ile olan sınırı gerekse bizim Suriye ile olan sınırımız adeta üç ülkenin birbiriyle bir defa sınır ülkeler olarak, komşu ülkeler olarak, bir farklılık ortaya koymaktadır. Tabii Lübnan’da barış ve istikrarın muhafazasının taşıdığı önem çok çok önemli ve Lübnan’ın durumu değerlendirirken bu göz ardı etmek tabii mümkün değildir.
Bizler Türkiye olarak, Lübnan’da iç barış ve istikrarın güçlendirilmesinde, Lübnan’ın bağımsızlığına egemenliğine ve toprak bütünlüğüne büyük önem veriyoruz. Bizim dış politika bağlamında Lübnan’a bakışımız bu.
Lübnan halkının güven içinde yaşamını sürdürmesi için her türlü katkıyı sağlamaya hazır olduğumuzda bu vesile ile güçlü bir şekilde vurgulamak isterim. Suriye konusunda ve diğer bölgesel gelişmeler karşısında Lübnan Hükümeti’nin yaklaşımı destekliyoruz. Zira bölgemiz hassas bir dönemden geçiyor. Bu hassas dönemde Lübnan halkının barış içinde bir arada yaşama ilkesi dayalı ortak kültürünü yaşatmaya devam edeceğine bizim de inancımız tamdır.”
Görüşmede, Akdeniz’de münhasır ekonomik bölge konusunun da ele alındığını belirten Erdoğan, ”Bütün bunlarla birlikte güvenlik noktasında Akdeniz’de müşterek dayanışma içerisinde kaygı verici bazı adımlara da dikkat edilmesi gerektiğini de özellikle vurgulama imkanımız oldu. Zira Güney Kıbrıs yönetiminin hala Akdeniz’deki bazı akıl almaz hayalleri şüphesiz ki bizimde buradaki yaklaşım tarzımızı çok daha farklı hale getirmektedir. Burada Lübnan’ın hassasiyeti inanıyorum ki ortak hassasiyetimizin de bir gereğidir. Zira 1960 anlaşmasına gittiğimizde burada İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın ancak güvenlik güçleri bulundurma noktasında onlara böyle bir yetki veriyor ve Güney Kıbrıs’a orada bir muhafız ordusu vesaire gibi bir yapılanmaya asla müsaade etmiyor” ifadelerini kullandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muvazzaf subayların yargılanması ile ilgili olarak, yeni bir düzenleme yapmaya ihtiyaç olmadığını bildirerek, ”Tutuksuz yargılama süreci devam edebilir. Ondan sonra hükmü verirsiniz. Ondan sonra da hükmün gereği icra edilir. Üçüncü yargı paketinin bu konuda yeterli olduğuna inanıyorum” dedi.
Başbakan Erdoğan ve Lübnan Başbakanı Necip Mikati Başbakanlık Merkez Bina’daki baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan, ”Tutuklu askerlerle ilgili rahatsızlığınızı ifade etmiştiniz, yasal bir düzenlemenin de sinyalini vermiştiniz. O adım atıldı mı?” sorusunu yanıtlarken, ”Biz bunu 3. Yargı Paketi’nde çözdük diyebilirim. Çünkü burada bizim derdimiz, yargıya müdahale değil. Bizim itirazımız aslında yargı sürecinin uzamasına yöneliktir ve tutukluluk süresinin uzun olmasına yöneliktir” dedi.
3. Yargı Paketi’nde gerekeni yaptıklarına ve adli yargıda üst sınırı kaldırdıklarına işaret eden Erdoğan, tutuksuz yargılamayı mümkün hale getirdiklerini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
”Hele hele bu tür meslek grupları çok da önemli. Çünkü tutuksuz yargılama süreci içerisinde devletin bu denli önemli olan kurum ve kuruluşları en azından bu çalışma sürecinde herhangi bir aksama meydana gelmeyecek ve bu çalışma sürecini de başarıyla sürdürecektir. Tutuklu yargılama için gerekçeli şart getirmek suretiyle bu ayrıntılı gerekçeli şartı 3. Yargı Paketi’nde ayrıca bunu getirdik. Buna yönelik olarak da adli kontrol uygulayarak tutuksuz yargılama zaten mümkün hale geldi. Fakat buna rağmen maalesef işler bu kadar seri hala yürümüyor. İşlerin bu kadar seri yürümeyişi de bu süreci ciddi manada sıkıntıya sokuyor. Temenni ederim ki yargı bu süreci daha da hızlandırsın ve bir an önce bu adımlar atılsın. Zira bunların içerisinde o akşamda söylediğim gibi emekli olan paşalarımız hepsi bu davetlere uydular, geldiler ifadelerini verdiler. İfadelerini verdikten sonra da tabii tutuklandılar ama tutuksuz olarak da bunlar yargılanabilirdi. Muvazzaf olan subaylarımız, astsubaylarımız hepsi yine davet edildiler ve kendileri gidip ifadelerini verdiler. Ondan sonra da tutuklanarak, bunlarda tutuksuz yargılama sürecine giren zaten çok az oldu. Büyük bir çoğunluk ki şu ana kadar herhalde 400’ü buluyor, bunlar şu anda içeride ve hala bu sürece yönelik de bazı yeni adımlar şu anda planlanıyor. Ben, bu konuda 4. Yargı Paketi’nde yeni bir düzenlemeye gerek yok ama bu anlayışın değişmesi lazım diye düşünüyorum ve gerekli düzenlemeler zaten var. Kararı elbette yargı verecektir. Yargıya bu konuda müdahale etme yetkimiz yok ama bir siyasi sorumluluğun gereği olarak, ülkeyi yöneten, yasamanın içinde olan ve siyasi sorumluluk taşıyan insan olarak, bir Başbakan olarak bunu özellikle ifade etmek durumundayım. Çünkü bu komuta kademesinin içerisinde beraber çalıştığımız arkadaşlarımız var. Onların durumlarını biliyorum. Bu konudaki hassasiyetlerini biliyorum ve bunu bildiğim için de diyorum ki bu tutuksuz yargılama süreci devam edebilir. Ondan sonra hükmü
verirsiniz. Ondan sonra da hükmün gereği icra edilir. Üçüncü Yargı Paketi’nin bu konuda yeterli olduğuna inanıyorum”
”Milletimin şu anda bu sürece bakışı çok çok olumlu”
Başbakan Erdoğan, ”İmralı sürecine ilişkin, İmralı’yla görüşmelerin bir benzerinin Erbil’de yapılmasına dair bazı haberler kamuoyuna yansıdı. Bu konuda siz de ’Bu sorun çözülecekse kiminle görüşülmesi gerekiyorsa görüşülür’ açıklaması yapmıştınız. Öncelikle İmralı dışında Erbil ile de görüşmelerin sürdürülmesi söz konusu mu” sorusu üzerine, şunları kaydetti:
”Kiminle görüşmemiz gerekiyor derken burada tabii bizim birçok bu konuda bu süreci değerlendirebileceğimiz arkadaşlarımız var. Milli İstihbarat Teşkilatımız bunun en önemli ayağıdır. Ama karşımızda siyasi muhatap varsa bununla ilgili de söylemiştim biliyorsunuz, bizim müzakere edebileceğimiz siyasi muhataplarımız olabilir, bu siyasi muhataplarımız yerli de olur uluslararası da olur. Uluslararası camiada da Erbil’deki siyasi uzantılar, siyasi muhataplardan istifade edeceksek, onlarla da bu işi görüşürüz. Nitekim de görüştük, görüşüyoruz, ben de görüştüm, bakan arkadaşlarım da görüştü. Çünkü onlar Irak parlamentosunda, Irak’taki eyalet yapılanması içinde yer alan siyasilerdir. Onlarla da görüşmeleri bugüne kadar yaptık yapıyoruz, bundan sonraki süreçte de yapabiliriz. Yeter ki bir karara varalım. Şu refah huzur ortamını ülkemizde yakalayalım ve gördüğüm kadarıyla halkımın, milletimin şu anda bu sürece bakışı
çok çok olumlu. Yaptırdığım kamuoyu araştırmalarında da bunu görüyorum. Yani gerek İmralı ile yapılan görüşmeler, gerek halkımızla şu anda yaptığımız ortak diyalog çalışmaları bu sürecin ne olursa olsun bitirilmesi noktasındadır. Tüm medya mensuplarının da bu konuda verecekleri destek, verdikleri destek bu sürecin bitirilmesi bakımından önemlidir diye düşünüyorum.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Doğankent Gazetesi, Harşit Vadisi'nin Sesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Erdoğan: Tutuksuz yargılanabilirlerdi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Güney Kıbrıs yönetiminin hala Akdeniz’deki bazı akıl almaz hayalleri şüphesiz ki bizimde buradaki yaklaşım tarzımızı çok daha farklı hale getirmektedir. Burada Lübnan’ın hassasiyeti inanıyorum ki ortak hassasiyetimizin de bir gereğidir” dedi.
Başbakan Erdoğan ve Lübnan Başbakanı Necip Mikati, Başbakanlık Merkez Bina’daki baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Başbakan Erdoğan, başa başa ve heyetler arası görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkilerin gözden geçirildiğini belirterek, ”Lübnan ile ikili ilişikilerimiz göreve geldiğimiz günden bugüne 219 milyon dolardan yaklaşık 5 kart artarak, 1 milyar dolara yükseldi. Tabii bu hızlı artışın bölgemizdeki siyasi ve toplumsal çalkantılara rağmen 2012 yılında da mevcut durumunu koruyor” diye konuştu.
Lübnan ile tarihi bağlara dayalı bir dayanışma anlayışının mevcut olduğunu ve Lübnan’ın sıkıntılarının Türkiye’nin sıkıntısı olduğunu ifade eden Erdoğan, ”Bütün bu gelişmelerin olduğu dönemde de bizler Lübnan’la bu dayanışmamızı, bu ilişkilerimizi sürekli devam ettirdik ve her geçen gün de sürekli artan bir ivme ile bu işbirliğimiz bu dayanışmamız devam etmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Lübnanlı mevkidaşı Mikati ile görüşmelerinde Suriye’deki kriz başta olmak üzere bölgedeki son gelişmeleri etraflıca değerlendirme imkanı buldukları ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
”Zira Suriye ile Lübnan arasındaki ilişkilerinde geçmişi biliyorsunuz. Çok çok anlamlı bir geçmişe sahiptir ve gerek Lübnan’ın Suriye ile olan sınırı gerekse bizim Suriye ile olan sınırımız adeta üç ülkenin birbiriyle bir defa sınır ülkeler olarak, komşu ülkeler olarak, bir farklılık ortaya koymaktadır. Tabii Lübnan’da barış ve istikrarın muhafazasının taşıdığı önem çok çok önemli ve Lübnan’ın durumu değerlendirirken bu göz ardı etmek tabii mümkün değildir.
Bizler Türkiye olarak, Lübnan’da iç barış ve istikrarın güçlendirilmesinde, Lübnan’ın bağımsızlığına egemenliğine ve toprak bütünlüğüne büyük önem veriyoruz. Bizim dış politika bağlamında Lübnan’a bakışımız bu.
Lübnan halkının güven içinde yaşamını sürdürmesi için her türlü katkıyı sağlamaya hazır olduğumuzda bu vesile ile güçlü bir şekilde vurgulamak isterim. Suriye konusunda ve diğer bölgesel gelişmeler karşısında Lübnan Hükümeti’nin yaklaşımı destekliyoruz. Zira bölgemiz hassas bir dönemden geçiyor. Bu hassas dönemde Lübnan halkının barış içinde bir arada yaşama ilkesi dayalı ortak kültürünü yaşatmaya devam edeceğine bizim de inancımız tamdır.”
Görüşmede, Akdeniz’de münhasır ekonomik bölge konusunun da ele alındığını belirten Erdoğan, ”Bütün bunlarla birlikte güvenlik noktasında Akdeniz’de müşterek dayanışma içerisinde kaygı verici bazı adımlara da dikkat edilmesi gerektiğini de özellikle vurgulama imkanımız oldu. Zira Güney Kıbrıs yönetiminin hala Akdeniz’deki bazı akıl almaz hayalleri şüphesiz ki bizimde buradaki yaklaşım tarzımızı çok daha farklı hale getirmektedir. Burada Lübnan’ın hassasiyeti inanıyorum ki ortak hassasiyetimizin de bir gereğidir. Zira 1960 anlaşmasına gittiğimizde burada İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın ancak güvenlik güçleri bulundurma noktasında onlara böyle bir yetki veriyor ve Güney Kıbrıs’a orada bir muhafız ordusu vesaire gibi bir yapılanmaya asla müsaade etmiyor” ifadelerini kullandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muvazzaf subayların yargılanması ile ilgili olarak, yeni bir düzenleme yapmaya ihtiyaç olmadığını bildirerek, ”Tutuksuz yargılama süreci devam edebilir. Ondan sonra hükmü verirsiniz. Ondan sonra da hükmün gereği icra edilir. Üçüncü yargı paketinin bu konuda yeterli olduğuna inanıyorum” dedi.
Başbakan Erdoğan ve Lübnan Başbakanı Necip Mikati Başbakanlık Merkez Bina’daki baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan, ”Tutuklu askerlerle ilgili rahatsızlığınızı ifade etmiştiniz, yasal bir düzenlemenin de sinyalini vermiştiniz. O adım atıldı mı?” sorusunu yanıtlarken, ”Biz bunu 3. Yargı Paketi’nde çözdük diyebilirim. Çünkü burada bizim derdimiz, yargıya müdahale değil. Bizim itirazımız aslında yargı sürecinin uzamasına yöneliktir ve tutukluluk süresinin uzun olmasına yöneliktir” dedi.
3. Yargı Paketi’nde gerekeni yaptıklarına ve adli yargıda üst sınırı kaldırdıklarına işaret eden Erdoğan, tutuksuz yargılamayı mümkün hale getirdiklerini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
”Hele hele bu tür meslek grupları çok da önemli. Çünkü tutuksuz yargılama süreci içerisinde devletin bu denli önemli olan kurum ve kuruluşları en azından bu çalışma sürecinde herhangi bir aksama meydana gelmeyecek ve bu çalışma sürecini de başarıyla sürdürecektir. Tutuklu yargılama için gerekçeli şart getirmek suretiyle bu ayrıntılı gerekçeli şartı 3. Yargı Paketi’nde ayrıca bunu getirdik. Buna yönelik olarak da adli kontrol uygulayarak tutuksuz yargılama zaten mümkün hale geldi. Fakat buna rağmen maalesef işler bu kadar seri hala yürümüyor. İşlerin bu kadar seri yürümeyişi de bu süreci ciddi manada sıkıntıya sokuyor. Temenni ederim ki yargı bu süreci daha da hızlandırsın ve bir an önce bu adımlar atılsın. Zira bunların içerisinde o akşamda söylediğim gibi emekli olan paşalarımız hepsi bu davetlere uydular, geldiler ifadelerini verdiler. İfadelerini verdikten sonra da tabii tutuklandılar ama tutuksuz olarak da bunlar yargılanabilirdi. Muvazzaf olan subaylarımız, astsubaylarımız hepsi yine davet edildiler ve kendileri gidip ifadelerini verdiler. Ondan sonra da tutuklanarak, bunlarda tutuksuz yargılama sürecine giren zaten çok az oldu. Büyük bir çoğunluk ki şu ana kadar herhalde 400’ü buluyor, bunlar şu anda içeride ve hala bu sürece yönelik de bazı yeni adımlar şu anda planlanıyor. Ben, bu konuda 4. Yargı Paketi’nde yeni bir düzenlemeye gerek yok ama bu anlayışın değişmesi lazım diye düşünüyorum ve gerekli düzenlemeler zaten var. Kararı elbette yargı verecektir. Yargıya bu konuda müdahale etme yetkimiz yok ama bir siyasi sorumluluğun gereği olarak, ülkeyi yöneten, yasamanın içinde olan ve siyasi sorumluluk taşıyan insan olarak, bir Başbakan olarak bunu özellikle ifade etmek durumundayım. Çünkü bu komuta kademesinin içerisinde beraber çalıştığımız arkadaşlarımız var. Onların durumlarını biliyorum. Bu konudaki hassasiyetlerini biliyorum ve bunu bildiğim için de diyorum ki bu tutuksuz yargılama süreci devam edebilir. Ondan sonra hükmü
verirsiniz. Ondan sonra da hükmün gereği icra edilir. Üçüncü Yargı Paketi’nin bu konuda yeterli olduğuna inanıyorum”
”Milletimin şu anda bu sürece bakışı çok çok olumlu”
Başbakan Erdoğan, ”İmralı sürecine ilişkin, İmralı’yla görüşmelerin bir benzerinin Erbil’de yapılmasına dair bazı haberler kamuoyuna yansıdı. Bu konuda siz de ’Bu sorun çözülecekse kiminle görüşülmesi gerekiyorsa görüşülür’ açıklaması yapmıştınız. Öncelikle İmralı dışında Erbil ile de görüşmelerin sürdürülmesi söz konusu mu” sorusu üzerine, şunları kaydetti:
”Kiminle görüşmemiz gerekiyor derken burada tabii bizim birçok bu konuda bu süreci değerlendirebileceğimiz arkadaşlarımız var. Milli İstihbarat Teşkilatımız bunun en önemli ayağıdır. Ama karşımızda siyasi muhatap varsa bununla ilgili de söylemiştim biliyorsunuz, bizim müzakere edebileceğimiz siyasi muhataplarımız olabilir, bu siyasi muhataplarımız yerli de olur uluslararası da olur. Uluslararası camiada da Erbil’deki siyasi uzantılar, siyasi muhataplardan istifade edeceksek, onlarla da bu işi görüşürüz. Nitekim de görüştük, görüşüyoruz, ben de görüştüm, bakan arkadaşlarım da görüştü. Çünkü onlar Irak parlamentosunda, Irak’taki eyalet yapılanması içinde yer alan siyasilerdir. Onlarla da görüşmeleri bugüne kadar yaptık yapıyoruz, bundan sonraki süreçte de yapabiliriz. Yeter ki bir karara varalım. Şu refah huzur ortamını ülkemizde yakalayalım ve gördüğüm kadarıyla halkımın, milletimin şu anda bu sürece bakışı
çok çok olumlu. Yaptırdığım kamuoyu araştırmalarında da bunu görüyorum. Yani gerek İmralı ile yapılan görüşmeler, gerek halkımızla şu anda yaptığımız ortak diyalog çalışmaları bu sürecin ne olursa olsun bitirilmesi noktasındadır. Tüm medya mensuplarının da bu konuda verecekleri destek, verdikleri destek bu sürecin bitirilmesi bakımından önemlidir diye düşünüyorum.”
Kaynak: http://siyaset.milliyet.com.tr/erdogan-tutuksuz-yargilanabilirlerdi/siyaset/siyasetdetay/30.01.2013/1662487/default.htm
Etiketler: Akdeniz , Türkiye , İngiltere , Recep Tayyip Erdoğan , Yunanistan , Suriye , medya , Kıbrıs , Başbakanlık , Lübnan , dış politika , Güney Kıbrıs , İmralı , Irak , müzakere , 2012 , olabilir , olursa , isterim , Gerekli
En Çok Okunan Haberler