Din ve dini değerlerden bağımsız, ahiret planlaması olmayan bir hayat yaşayanlara Kur’an ne vaad ediyor bakın. “Her kim de benim zikrimden (Kur'an'dan) yüz çevirirse mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz."(Taha20/124)
Ayette “DAR BİR GEÇİM” den bahsediliyor. Bu ifade burada “fakirliği” ifade etmez. HUZUR FAKİRLİĞİ anlamındadır.Sıkıntılı bir hayat onları bekliyor demektir.
Burada asıl vurgulanan şey “zengin olduğu halde fakir olama” durumu. Zengin ama fakir. Cebi -kasası zengin ama gönlü fakir. Ancak bilinmelidir ki asıl zenginlik gönül zenginliğidir. Cebi ve kasası zengin nice zenginler var ama bunlar huzur fakiridirler.Servet içinde bunalımdadırlar. Soğan ekmekle idare edenlerdeki huzur bu adamlarda yoktur. Boğaza nazır milyarlık köşklerde otururlar.Dıştan bakanlar imrenir.Lakin bu köşklerin-villaların içinde ne fırtınalar koptuğunu bilenler bilir.
Nice zenginler vardır ki sizin uyuduğunuz deliksiz rahat uykuyu uyuyamıyorlar. Borç, alacak, senet,borsa, altın, vs. derken uykuları kaçıyor.Bunalımlı ve stresli bir hayatları var. Bu hayatlar bazen de intiharla neticeleniyor.
Allah’tan bağımsız bir hayat yaşayan, Allah yokmuş gibi yaşayan, Allah’ı hesaba katmamış bir hayata sahip olan, din-iman diye derdi olmadan yaşayan, ahiret kaygısı taşımadan yaşayan, ölüm sonrası için bir planlaması olmayanların başını Allah sıkıntıdan kurtarmaz. Üstelik bu sıkıntı dünyadaki sıkıntı. Ahret hayatı da zaten bitik demektir. Ayetteki “maişeten danke/dar bir geçim” den kasıt bu.
Bu arada(Taha Suresi) 131. Ayette de bir uyarı dikkat çekiyor. Sakın ha bu tür haram yollarla servet kazanıp zengin olanların servetine göz dikme. Sakın ha bu tür insanların zenginliklerini kıskanma. Aslında onların durumu hiç de kıskanılacak değildir.Onların malı var ama huzuru da yok. “Malın mı var derdin var” modundalar.
Burada hemen belirtelim ki İslam servet edinmeyi, zenginliği, mala sahip olmayı i elbette kötülemez. Ancak burada ince bir nokta söz konusu. Sen malın sahibi olacaksın. Malın sana sahip olursa felaket demektir.O yüzden Kur’an iki yerde(Tegabun64/ 15, Enfal8/28) “mallarınız ve çocuklarınız sizin imtihanınızdır.” uyarısını yapar.
Diğer taraftan Allah’ın mesajlarından yüz çevirip, Allahın dininden uzak yaşayanlara, “DİN” diye bir derdi olmayanlara ahrette de ayrıca bir sürpriz bekliyor ki o da KÖR olarak diriltilmedir. Ceza suç nevinden oluyor yani. Bu zihniyetteki adam dünyada hakka karşı kör idi ahrette ise gerçekten kör olarak diriltilecek. Dünyada manevi kördü, ahrette ise fiziki kör olarak diriltilecek. Şöyle diyecek: “Rabbim ben dünyadayken gözüm kör olmadığı halde niçin şimdi kör olarak dirilttin” (Taha20/125) Buna cevaben ise şöyle denilecek:
“Evet öyle. Ayetlerimiz sana geldi de sen onları unuttun.Aynı şekilde bugün de sen unutuluyorsun.(Taha20/126)
Dünyada sıkıntılı bir hayat yaşayacak olan bu Allah’tan bağımsız hayat yaşayan kimseler ahrette de kör olarak diriltilip unutulacaklar. Neden böyle bir muamele görecekler? Ayette de ifade edildiği gibi bu tür insanlar Allah’ın mesajlarına kapalı, hayatı gayr-i İslami olduğu için böyle muamele görecekler. Din ve dini değerleri unutmuş bir hayat tarzı olanları Allah da mahşerde unutacak. (Ayrıca bkz.Araf7/51,Casiye45/34,Tevbe9/67)
Peki Allah unutur mu? Hayır, asla. Unutmak insana mahsustur. Allah ise her türlü noksanlıktan münezzehtir.O halde buradaki Allah’ın unutmasındaki maksat “rahmet nazarıyla bakmaması, görmezlikten gelmesi” demektir.Zira bu adam dünyadayken Allah’ın ayetlerini görmezden gelmişti.İşte o gün de Allah kendisini görmezden gelecektir.09.02.2017