SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

YÂSİN'İN BAŞINA GELENLER

Yazının Giriş Tarihi: 06.04.2018 11:31
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.04.2018 11:31

Geçenlerde bir hanım kardeşimizin bir hanım hocaya “hocam, eşim iş arıyor, eşimin iş bulması için Yâsin okur musun?” dediğini duydum. Yâsin Sûresi ile alakalı duyduğum en garip şey bu olsa gerek. Eminim sizin de Yâsin ile alakalı duyduğunuz buna benzer gariplikler olmuştur. Ben birkaç tanesini daha sıralayayım müsaadenizle.

Ölüye Yâsin okunur, askere gidene Yâsin okunur, hacca gidene, hacdan dönene Yâsin okunur, açılışa-kapanışa Yâsin okunur, kandillerde Yâsin okunur, sünnet cemiyetlerinde Yâsin okunur… Okunur da okunur. Hatta bazı şehirlerde balona üflenmiş Yâsin satanlar bile varmış!  Aspirin gibi maşallah!  Lâkin her şeye okunan iş bu Yâsin bir tek diriye okunmaz nedense? Ne gariptir bir türlü dirilere okunmayan Yâsin Sûresinde, “Bu Kur’an dirileri uyarmak içindir”(Yasin36/70) denmektedir. Demem o ki hep ölüleri uyarıyoruz!

Neden böyle?

Birincisi: Bunda en önemli sebep asırlardan beri topluma yerleşmiş uygulamadır. “Ölülerinize Yâsin okuyun” rivayetinin yanlış, biraz da işimize geldiği gibi yorumlanmasından kaynaklanıyor sanırım. Halbuki bu rivayetin en sağlıklı yorumu “ölmek üzere olanlarınıza Yâsin okuyunuz” şeklindeki yorumdur. Zira Rasûlullah’ın ashâbı 83 âyetlik Yâsin’de nelerden bahsedildiğini gayet iyi biliyordu. İnsanın ahlâki sorumlulukları, öldükten sonra yeniden dirilme, hesap, mahşer, ceza … gibi konulardan bahseden bu sûre vefat etmek üzere olan kişinin yanında okunarak ona ahiret ahvali tekrar hatırlatılmış oluyordu. Ama bugün öyle mi? Okuyan ne dediğini bilmiyor, dinleyen zaten bilmiyor. Ölü ise zaten duyamıyor. O zaman bu tavsiyedeki maksat da hâsıl olmuyor.

İkincisi: Bu işin içindeki hocalarımızın(istisnalar hariç) bu konudaki duyarsızlığı. Gittiği bir cemiyette Yâsin’i kıraat ettikten sonra birkaç ayetin de mânâsını verse ne olur sanki?

Bir hocamız anlatıyor: “Bir arkadaşımız telefonla beni aradı. Hocam yakınımız vefat etti, cenaze evine gidiyoruz. Yanımda görevli arkadaşımız da var, ne yapmamızı tavsiye edersin?  Yanındaki görevli arkadaşın da benim için, ‘kesin Kur’an okumayın diyecek’ dediğini de duyuyorum. Telefona ver o görevli arkadaşı dedim. Görevli arkadaşa,  ‘sen git o evde Yâsin oku’ deyince şaşırdı. Ama,  bir sayfa oku sonra meâlini de oku dedim. Bende meal yok deyince ben sana hemen söyleyeyim dedim ve 6 sayfayı ona özetledim. Sonra bu hoca ne dedi biliyor musunuz? ‘Ho hooo! Hocam biz bunu anlatırsak millet bize bir daha Yâsin okutmaz.’ Neden? dedim. Dedi ki, ‘Yâsin’de ölülerle alakalı bir şey yokmuş.’ Bu kadar bir hayrın olsun dedim ve kapattık.”

Görüldüğü gibi işin içinde akçeli işler da var. Millet uyanırsa tezgâh da bozulacak ve birileri dükkanı kapatacak! Millet Yâsin’siz bir cemiyeti makbul saymıyor. Yasin okunmadı mı ölü rahat etmez zannediliyor. Yani millet Yâsin ile psikolojik olarak rahatlıyor! Tabi okuma bitip yemekler de yendikten sonra zarflar takdim ediliyor. Verilmese kabul olunmadığına inanılıyor. Hatta birisi anlatmıştı. Bir hocaya ihtiyar bir hanım, “ne vereceğiz?” deyince okuyan adam, “ne kadar verirsen o kadar sevap” demesin mi?

Görüldüğü üzere toplumun Kur’an’la iletişimi ölüler üzerinden sağlanıyor. Din ölülere lâzım, Kur’an da ölülere okunan tarihi-kutsal kitap! Bir anket yapılsa ve “Kur’an neyimiz oluyor?” sorusu yöneltilse çıkacak sonuç hiç şüphesiz, “mevlitlerde, mezarlıklarda, cenazelerde ölülerin arkasından okunan kutsal kitaptır” şeklinde olacaktır. Hayat kitabı olan Kur’an ölü kitabı olmuş! Akif merhum ne güzel söylemiş:

Ya açar Nazm-ı Celilin bakarız yaprağına

Yahut üfler, geçeriz bir ölünün toprağına

İnmemiştir hele Kur’an şunu hakkıyla bilin

Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için

 Bu mevzuda doğru olan nedir? Yâsin’i ölülere okuyalım. Sıkıntı yok. Ancak dirilere de okuyalım. Hatta daha çok dirilere okuyalım. Ben öyle yapıyorum. Davet edildiğim mevlitlerde hocalarımız Yasin’i okuyunca mikrofonu bana veriyorlar. Ben de cemaate, “müsaadenizle birkaç ayette dirilere okuyalım” diyorum ve Yâsin’den seçtiğim birkaç ayeti 8-10 dakikayı geçmeyecek şekilde, milleti sıkmadan orada anlatıyorum. İyi de oluyor.  Yine kandil geceleri camilerde yaptığımız programlarda, slayt sunum eşliğinde Yâsin okuyoruz. Bu sunumda metnin altında meali de bulunuyor.06.04.2018

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Doğankent Gazetesi, Harşit Vadisi'nin Sesi
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.