Abdurrahman Dilipak ağabeyimiz “Kur’an aynı zamanda saptıran bir kitaptır” demişti yıllar önce dinlediğim bir konferansında. Burada sıkıntının kaynağının Kur’an’a şaşı bakanlar olduğu aşikâr idi. Yaşadıklarımız da bunu doğrular nitelikte. Kur’an da “şeytan sizi Allah ile aldatmasın” (Fâtır 35/5) demiyor muydu?
Geçen yazımızı okuyanlar bilir. Adamlar Kur’an’dan Ankara’ya Resul gönderildiğine (Kasas 59), her milletin bir Resûlü olduğuna (Yunus10/47) deliller(!) getiriyorlar ve bu Resûlün(!) de İskender olduğuna ciddi ciddi inanıyorlar ve bunu anlatıyorlar. Üstelik buna iman etmeyen benim gibileri de yine Kur’an’dan sözde delil ile (Zümer 39/71) kâfir ilan ediyorlar. Meğer Kasas 59’da her ülkenin başşehrine bir resûl gönderildiği yazıyormuş! Bu durumda İskender de Türkiye’nin başkentine Resul olarak gönderilmiş oluyor! İyi de ABD de niye yaşıyor diye sormak kimsenin aklına gelmiyor mu? Gerçi bu tür örgütlerin ana üssü umûmiyetle ABD oluyor ya orası ayrı mevzu. Fetullah da 1999’da tedavi için(!) gitti, gidiş o gidiş.
Bu sapkın güruh sözde Kur’an’dan konuşarak milleti zehirliyor. Bize de ayet hadisle cevap ver falan diyor. Bunlarla ayet-hadisle konuşsak ne olacak? Ayetleri çarpıtmada pek mâhirler. Şu cümle de beni hidayete davet eden zata ait: “Haddini bil de konuş. Kimseye hakaret etmeye hakkın yok. Hele Allah’ın resulüne hiç yok. İnanırsan inanırsın, inanmazsan cehennem orada seni bekliyor. Sonunuz Ebrehe gibi olacak, yetmez cehennemde milyonlarca yıl yanacaksınız. Sadece Türkiye’de yaşanan felaketlere bir bakın. O felaketler neden oluyor zannediyorsunuz? Senin gibilerin bu yaptıkları yüzünden”
Size daha vahimini anlatayım mı dostlar. Bu nevzuhur resulün bir bayan müridi ile telefon konuşması dolaşıyor nette. Kadın ağlayarak konuşuyor. Tecavüze uğramış belli ki. Onun linkini gönderdim bu nevzuhur dinin mümini olan zata. Cevap aslında beklediğim gibi geldi. Sanmayın ki bu durum sadece bunlara has. Hayır. Bugün ülkemde bazı dini görünümlü yapılarda bu tür şeyler var. Ne acıdır ki bunların peşinden giden binler, belki milyonlar var. Biz medyaya ve adliyeye yansıyanları bilebiliyoruz. Misal Bursa’da yaşanan “Badeci şeyh” olayı. Merak eden araştırsın.
Önce alakasız bir cevap aldık. İftira atıyormuşuz. Bu iftiranın bedelini de Allah bize ödetecekmiş falan. Ama asıl cevap “bu videonun cevabı bu mu?” dedikten sonra geldi.
“Bu videonun cevabını versem anlayabilecek misin?” diye başlıyor ve burada bizim bilemediğimiz ne hikmetlerin(!) olduğunu anlatmaya. Hem de “Savaşta onları siz öldürmediniz, onları Allah öldürdü; oku attığında da sen atmadın, Allah attı…” (Enfal 17) ayeti ile cevap vermiş. Yani o çirkin fiili aslında o adam değil Allah yapmış! Töbe töbe! Alakaya bakar mısınız? Bedir Savaşı bağlamında anlaşılacak bu ayeti tutmuş şeyhinin sapkınlığına malzeme yapmış bu sapıklar. Ayetin devamını da kendince tercüme ederek kendilerine malzeme çıkarmışlar. Şöyle diyor bize: “Ve Allah, mü'minleri kendisinden ahsen belâ ile imtihan eder. Sen bu imtihanı geçemeyenlerdensin.” Vah vaah! Yandık desene!
Gördünüz mü günahın faturası da yine Allah’a kesildi. Her türlü melaneti işle, sonra da “Yaptı ama sor bakalım niye yaptı şeyhimiz? Üstadımız yaptıysa bir bildiği vardır. Onun tasarrufları sorgulanamaz!” diyerek zırvada zirve yap!.
Aynen şu cümleyle savunuyor bu sapkınlığı: “Devrin imamına Allah tecelli ettiği için devrin imamının kendiliğinden bir şey yapması mümkün değildir. Ancak Allah'ın yaptırdıklarını yapabilir.” İslam’ın yasakladığı bir haram(zina) işleniyor, sonra da buna pişkin pişkin cevaplar veriliyor. Sözde dini kılıf bulunuyor.
Allah’ın insana tecelli ettiği sapkın inancı çok eski bir inanış. Hıristiyanlar da Tanrı’nın İsa’nın bedenine hulul ettiğine inanırlar. Hıristiyan ilahiyatında “vücut bulma, ete-kemiğe bürünme” manasına gelen “incarnation” kelimesi kullanılır. Onlara göre Tanrı, insanlığı kurtarmak için İsa’nın kişiliğinde bedene bürünmüştür. Yok artık demeyin. Bu inanç bizde de var. Uzağa gitmeye gerek yok. “Ete-kemiğe büründüm Mahmut diye göründüm” diyenleri duymuş olmalısınız.10.11.2018