SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

HACDAN NE GETİRECEKSİNİZ?

Yazının Giriş Tarihi: 24.09.2013 10:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.09.2013 10:01
Hac mevsimindeyiz.Hacca gidecek kardeşlerimizi heyecan sarmış olmalı bu günlerde. Kutsal topraklara gidip “Hac“ gibi büyük bir ibadeti ifa edecek olmanın heyecanını yaşıyor olmalılar yüreklerinde. Lakin hacca gidecek kardeşlerimize şöyle bir soru sorsak acaba nasıl bir cevap verirler: “Hacdan ne getireceksiniz?“
 
İncik-boncuk mu? Takke, tesbih, seccade mi? Eğer cevabınız bu ise, bir sürü masraf ederek, sırf bunları getirmek için onca kilometreyi kat etmeye ne gerek var? Bunlar zaten memleketin her köşesinde bolca bulunur. Yıllar önce Pakistan’da şöyle bir hadise yaşanıyor.Hacdan dönen bir grup müslüman Pakistan’ın Milli Şairi merhum Muhammed İKBAL’i (1873-1938)  ziyaret ederler. Yanlarında da tesbih, takke ve benzeri şeyleri İkbal’e hediye olarak getirirler.İkbal onlara şöyle der:
-Hediyeleriniz için teşekkür ederim. Hepsi güzel hediyeler. Keşke hacdan Hz. Ebubekir’in sadakatini, Hz. Ömer’in adaletini, Hz. Osman’ın hayâsını, Hz Ali’nin ilmini getirseydiniz.Onlarla bir Pakistan inşa edilirdi’
Evet sevgili dostlar! Merhum İkbal ne kadar anlamlı ne kadar ibretlik bir cevap vermiş. Her yıl dünyanın dört bir tarafından ortalama 3 milyon kişi Hac için Kutsal topraklara gidiyor.Eğer İkbal’in dediği gibi olsa, yani 3 milyon Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali (r.a) olarak memleketlerine dönseler o hacı kardeşlerimizin memleketleri ne olurdu bir düşünün.Bugün kaç hacımız Hz. Ebu Bekir’i hatırlıyor ve Onun hayatını merak ediyor oralarda? Belki sadece mezarını ziyaret ediyor hacı kardeşim.Bununla da tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini zannediyor.
 
Mekke’ye gidip gelmekle Hacı olunmuyor sevgili dostlar. Atalarımız be güzel söylemiş :
Eşek derviş olmaz taş taşımakla Tekke‘ye
Adam Hacı olmaz gidip gelmekle Mekke’ye
İşte bu yüzden Hadis-i Şerifte “Mebrur bir haccın karşılığı ancak cennettir“ (Buhârî, “Umre”, 1; Müslim, “Hac”, 437)  deniliyor.Demek ki kafadan her haccın karşılığı cennet değil. Bu sebeple Hac çok dikkatle ve şuurluca ifa edilecek bir ibadettir. Haccı turistik bir seyehat olarak gören kimsenin yanına yorgunluktan başka birşey kalmaz. Yıllar önce Hac yapmış bir kardeşimiz sahilde çıplak hatunlara bakarken yakınlardan geçen arkadaşları tarafından uyarılınca ; “Ne var bunda! 2-3 bin Avro verir yine gideriz!“ şeklinde pes dedirten bir cevap vermiş arkadaşlarına. Bu kardeşimize göre hac parayı bastırıp Mekke‘ye gidip gelmekten ibaret.Anlaşılan o ki bu kardeşimiz ne Arafat’ta marifete ermiş, ne Meş’ari’l-Haram’da şuurlanmış ne de Mina’da şeytanını taşlamış, boş gidip boş gelmiş.
 
Halbuki Hac şuurlanma yeridir. Hacı; Arafat‘ta Marifete erip Arif olacak, Müzdelife’de(Kur’an’daki adı Meş’ar‘ i-Haram, Bkz Bakara 2/198) ) şuura erecek, Mina’da aslında günahlarını taşlayacak. Hacı kardeşimiz, Cemeraatta 70 taş atmanın aslında çokluktan kinaye olduğunu, Şeytanın bir-iki gün değil bir ömür boyu taşlanması gerektiğini, şeytana atacak daha çok taşlarının olduğunu göstermiş oluyor.Hacı, Mina’da şeytan taşlarken bunların farkında olmalıdır.Yoksa  3 tane taş yığını sembole taş fırlatmak eylemi dıştan bakılınca çocukların oyununa benzer.Bu gözle bakılınca komik ve çocuksu bir davranışta bulunmuş gibi olursun. Ama Hacdaki bu gibi sembollerin ve bu tür ritüellerin ne manaya geldiğinin şuuruyla Hacca gider ona göre Haccı ifa edersen gerçek manada hac etmiş olursun.
 
Mina’dan biraz daha bahsedelim.Burada “Taş-Baş-Traş“ şeklinde formule edilen üç önemli görev ifa edilir.Cemeraatta taş atmayı kısaca izah ettik. Baş, Kurban Kesmeyi sembolize eder.Hacı Minada Kurban da keser.Son olarak da saçını traş ederek ihramdan çıkar.Hacı bütün bunları yerine getirirken aslında  şunu demiş oluyor:
 
-Ya Rabbi! Senin ve bizim düşmanımız Şeytanı taşladım.Günahlarımı taşladım.Arındım.Malımdan yoluna kurban verdim.Sıra geldi canıma.Şimdilik canımdan bir parça olan saçımdan bir kısmını senin için feda ediyorum.Ama gerekirse senin yoluna başımı vermeye hazırım.
21.09.2013/Viyana

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Doğankent Gazetesi, Harşit Vadisi'nin Sesi
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.