SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Din ve Samimiyet-2

Yazının Giriş Tarihi: 30.04.2014 16:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.04.2014 16:58
badetlerin diğer bir ifade ile amellerimizin tutulduğu ve Kur’an’ın „KİTAB“ dediği (Bkz.Kehf 18/49) sicil defterimize makbul bir amel olarak yazılabilmesi için içinin iHLAS ile doldurulması lazımdır.Aksi takdirde şekilde kalır. Ve hesap gününde karşılığı olmaz. Mesela ORUÇ ibadetini ele alalım.Ne buyuruyordu Egendimiz (sav): „Kim yalan konuşmayı ve onunla amel etmeyi bırakmazsa Allah’ın Onun yeme ve içmesini bırakmasına ihtiyacı yoktur“ (Buhari, Savm; 8; No:1804; 2/673) 

Hz.Ebu Hureyre(ra) den rivayet edilen şu hadise bir bakalım: “Nice oruç tutanlar var ki, aç kalmaktan başka bir kazançları yoktur. Ve yine nice namaz kılanlar var ki, yorgunluktan başka namazından elde ettiği bir şey yoktur.” (İbn Mace, Sıyam,21)

 İhlas ve Samimiyet amellerin Ruhudur. Amel cesed ise ihlas ruhudur.İhlas yoksa amel kuru bir cesed gibidir. Ruhsuz cesed gibidir. İhlassız; Oruçlarımız açlık , Namazlarımız yorgunluk ya da sportif bir faaliyet, Haccımız turistik bir seyehat ve Kurbanımız da et/kavurma olarak kalacaktır. “Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat O’na sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele (Hac, 22/37)

 Konumuza CİHAD örneğini anlatarak son veriyorum:  

Uhud Savaşında şöyle bir hadise meydana geliyor.Allah Rasulü’nün ashabı tüm gayretiyle cihad meydanında küffara karşı savaşmaktadır.Bunlardan birisi de Kuzman adlı bir sahabidir.Efendimizin yanındaki bazı sahabiler : Şu Kuzman’dır. Dokuz kâfiri haklamış, ama hala yaralı vaziyette savaşmaktadır.Ey Allah’ın Rasulü ne de yiğitçe savaşıyor değil mi? derler. Ama Efendimiz(sav) hiç oralı olmaz, hiç heyecanlanmaz ve yüzünün rengi değişir ve : - O cehennemliktir der.Bu söz orda bulunan müslümanları adeta şok eder. Böyle cengaverce savaşan ve cephede ölen nasıl olur da cehennemlik olurdu? 

Savaş sona erince Ashabten birisi yaralı olan Kuzman’ın yanına varır:  

- Ey Kuzman! Müjdeler olsun sana Allah ve Rasulü için savaştın ve yaralandın.Eğer ölürsen şehitlik mertebesine ulaşacak ve cennete gideceksin..

 Ama Kuzman’ın cevabı daha da şok edici niteliktedir: 

- Beni buraya getiren ne Allah’ın dini ne de Muhammed’in şerefiydi, beni buraya getiren Medine’nin hurmalıklarıydı. Ben buraya Medine’nin hurmalıklarını savunmak için geldim.

  Kuzman sonunda çektiği acılara dayanamaz. Bir ok alıp kalbine saplar ve oracıkta ölür.Kuzman ile aralarında bu dialog geçen sahabe koşup Rasulüllah’ın yanına gelerek olayı anlatır. Sahabeler o zaman Peygamberimizin “O cehennemliktir“ sözünün anlamını idrak ederler. (Bkz. Buhârî, Cihad, 77 )

 Özetle söyleyecek olursak;

  İman ve amel ihlaslı olursa makbuldür.Yani Allah katında amellerimizin hak ettiği yeri alabilmesi için SAMİMİYET testinden başarı ile geçmemeiz gerekmekterdir. Nazargah-ı İlahi olan kalb mahza Allah için atmalıdır.Beden ülkemizin başkenti olan Kalb direkt Allah‘a bağlı olup onun direktifleri doğrultusunda görev yaparsa bütün beden ona uyacak ve tam bir uyum halinde kendinden beklenen davranışı gerçekleştirecektir.Bu sebeple Hadis-i şerif’te şöyle buyrulur :“Allah sizin ne bedeninize ne de tipinize bakar.Fakat O sizin kalbinize bakar“ (Müslim, Birr, 33)

  17.04.2014/VİYANA

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Doğankent Gazetesi, Harşit Vadisi'nin Sesi
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.