İnsanın yaradılış maksadı KULLUK-İBADET dir. Bunu Kur’an şöyle dile getiriyor: „Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.“ ( Zariyet 51/56). Buradan anlaşılıyor ki biz dünyaya sadece yemek ve içmek için gelmedik.Ya da cinsi arzularımızı tatmin için yaratılmadık.Asıl gayemiz yaratıcımızı tanıyıp ona layıkı ile kul olmaktır.Bunun için de biz bir imtihanın içindeyiz aslında.Bakalım hangimiz daha iyi kul olacağız Yüce Rabbimize? Bu gerçeği de yine hayat rehberimiz Kur’an şöyle dile getiriyor:
„O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır.“ (Mülk 67/2)
Ancak O’na karşı yerine getirdiğimiz kulluk vazifelerimizin geçerli olabilmesi yani O’nun tarafından kabul olunması için çok önemli bir kriter vardır.Bu olmazsa aslında yapılan hiçbir davranışın kıymet-i harbiyesi yoktur.Bu da İHLAS ya da diğer bir değişle SAMİMİYETTİR. Kur’an’da ihlasla alakalı onlarca ayet vardır.İşte onlardan iki misal:
“(Resûlüm!) Şüphesiz ki Kitab'ı sana hak olarak indirdik. O halde sen de dini Allah'a has kılarak (ihlâs ile) kulluk et.“ (Zümer 39/2)
„Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.“ (Beyyine 98/5)
Esasen Din mahza SAMİMİYETTİR. Bu hususta Efendimiz (sav) buyurur ki:
“Din, samimiyettir.” buyurmuştur. Orada bulanan sahabeden bazıları;
-“Ya Resulallah! Din Kime karşı samimi olmaktır” diye sorunca,
Efendimiz (s.a.s) şöyle cevap verdi.
-“Allah’a Kitabına, Rasulüne, Müslümanların önderlerine ve bütün Müslümanlara karşı samimi olmaktır” (Müslim İman, 95)
İnsanın amellerinin Allah katında karşılık bulabilmesi için evvela İMANIN bulunması gerekir.Yani İmansız amel makbul değildir.Ancak İmanın İman olabilmesi için Kalbin şeksiz şüphesiz inanması gerekir.Zira imanın mahalli kalbtir. Eğer dil „iman ettim“ diyor da kalp „iman etmedim“ diyorsa onun adı İman olmaz zaten.Bu tür davranış sergileyene de din dilinde MÜNAFIK denir.Yani imanda samimiyetsizliğin diğer adı da MÜNAFIKLIKTIR denilebilir.
Amel noktasında da SAMİMİYET çok önemli bir kavramdır.Öyle ki İmam Buhari , İmam Nevevi başta olmak üzere bir çok Hadis otoriteleri kitaplarına bu konudaki bir Hadis-i Şerif ile başlamaktadır: Söz konusu hadis şu:
“Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah’a ve Resûlü’ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Resûlü’ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir.” (Buhârî, Bed’ü’l–vahy 1) Konu çok mühim olmalı ki bir çok hadis alimimiz kitaplarına bu hadis ile başlamak ihtiyacı hissetmişlerdir.
12.04.2014/VİYANA
(Devam Edecek…)