“Darbe” arapça bir kelimedir. Kelime olarak “vurma-vuruş “ manasına gelir. Dilimizde ve kültürümüzde DARBE denilince şu anlaşılır: Bir ülkede zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi.
Tarihimiz darbelerle doludur. Osmanlının son dönemlerinde başlayan darbe geleneğimiz Cumhuriyetle de devam etmiş gözüküyor.1960,1971,1980 askeri darbelerinden sonra 1997’de post modern darbeyle de tanıştık. Tam, “Ülke darbelerden kurtuldu. Artık bir daha askeri darbeler olmaz” diye düşünürken 15 Temmuz ‘da yeni bir darbe girişimine şahit olduk.
Geçmişteki darbeler bir yana 15 Temmuz darbe girişimi bir yana. O gece, tarihe altın harflerle yazılacak destansı kahramanlıklara milletçe şahid olduk. Asker içindeki FETÖ’cü bir gurup cuntacı asker milletin silahı ile millete ateş açtı o gece.240 şehidimiz 2 binin üzerinde de gazimiz var. O gece milletin kalbi sayılan TBMM, tarihinde ilk defa bombalandı.Polis Özel Harekât merkezi bombalandı ve 53 polisimiz şehid edildi. Hedefleri Reis-i Cumhurumuzu derdest edip ülkeyi kaosa sürüklemek, belki de milyonlarca insanın kanını akıtmaktı. Ama planı Allah bozdu. Reis-i Cumhurumuzun milleti sokağa daveti ile sokaklar tanklara direndi. Halk vatanına sahip çıktı ve bu hainlere fırsat vermedi. Diyanet’in talimatıyla tüm minarelerden Ezan ve salalar yükseldi o gece. Bu işaretle halk uyandı ve canı pahasına darbecilere geçit vermedi.
“Bir karıncayı bile incitmez” denilen insanlar o gece ölüm yağdırdı millete. “Altın nesil yetiştiriyoruz” diye yıllardır bizi uyutmuşlar meğer. Gördük ki canavar nesil yetiştirmişler. Vatanına milletine sadık imanlı nesiller yetiştirdiklerini sanıyorduk. Yıllardır milleti bununla uyutup milletin zekatına, fitresine kurbanına çökmüşler. Bu paralarla nelere yatırım yapmışlar meğer. Asıl niyetlerini 15 Temmuz gecesi öğrendi millet. Milletin ekmeğini yiyip millete ihanet eden birer hainmiş bunlar. O gece helikopterle Yunanistan’a kaçan askerler, güney sınırımızda PYD-PKK’ya sığınmak için kaçan başsavcı her şeyi anlatıyor aslında.
15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden bir ayı aşkın bir süre geçti. Darbe gecesinden itibaren millet sokaklardaydı. Bu darbe girişiminin bir faydası oldu ki o da bizi bir birimize kenetledi. Tam 27 gün boyunca 81 il ve ilçelerinde ellerde bayrak vatan nöbeti tutuldu. Mecliste iktidar ve muhalefet tek yürek oldu.
7 Ağustos’ta İstanbul Yenikapı’da düzenlenen “Demokrasi ve Şehitler Mitingi” özlenen ve belki de hayal bile edemeyeceğimiz Büyük Türkiye fotoğrafını gösterdi bize. Zira her renkten 5 milyon insanın al bayrakla doldurduğu meydanda; Cumhurbaşkanı, meclis başkanı, başbakan, muhalefet liderleri, Genelkurmay başkanı, yüksek yargı başkanları, Diyanet İşleri başkanı bir aradaydı. Kur’an tilaveti ile başlayan miting Diyanet İşleri başkanımızın duası ile devam etti. Sonra az evvel saydığımız devlet büyüklerimiz birer konuşma yaptılar. Gerek Yenikapı meydanındaki milyonlar, gerekse Tv’den izleyen vatandaşlar bu tarihi anlara gözyaşlarıyla şahit oldular. Bu büyük kenetlenmeye ne kadar da ihtiyacımız varmış. Yenikapı, Büyük Türkiye’ye yeni kapı aralamış durumda. Bu ruh devam etmeli.