SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

BU GİDİŞ NEREYE?-1

Yazının Giriş Tarihi: 03.03.2018 14:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.03.2018 14:11
Sahi bu gidiş nereye? Başımızı kuma gömmenin âlemi yok? Gençliğimizin gidişatı pek de iç açıcı değil. Geçenlerde sokakta gençlerle yapılan bir mülakatı izledim. Kanım dondu desem yeridir. Şurasını da hemen belirtelim sadece bir veriye dayanarak hüküm koymak ne kadar sağlıklı diye sual edilebilir. Doğrudur. Lakin tek veri de olsa bir fikir verir. Kaldı ki bu hususta bir birini destekleyen birçok veri mevcut.
Şimdi dönelim söz konusu mülakata. Mülakatta gençlere şu sual yöneltiliyor: “Bugün cennete gitmek için ne yaptınız?” Aslında bu sualden evvel “cennete gitmek ister misiniz?” diye sual yöneltilse idi hiç şüphesiz deneklerin  yüzde yüzü “EVET” cevabı verirdi. Burada Müslüman olmayanlar konumuz dışıdır. Herkes cennete gitmek istediğine göre şimdi ikinci suale dönebiliriz.  
“Bugün cennete gitmek için ne yaptınız?”
Gençlerimiz bu suale üç aşağı beş yukarı aynı türden cevaplar veriyorlar. Bir kızımız, “hayatım boyunca hiçbir şey yapmadım” derken, yanındaki erkek genç “inanmıyorum” diyor. Başka bir kızımız “bir kere namaz kılmıştım” diyor ve cevaplar devam ediyor. Bira içtim… Bir kız sevdim hala da seviyorum… Ben ateistim, tanrıya inanmıyorum…. İnanmıyorum, inanmak için bir sebep bulamadım….Benim oralar karışık ya. İnanmıyorum sanırım… Sabah erken kalkıp ezan dinledim… Hiçbir şey yapmadım, hiç öyle bir alışkanlığım yok...
Ve daha çarpıcı bir cevap: “Sonuçta bütün Müslümanlar cennete gidiyormuş. Alkol alan da almayan da…”
Yürekler dağlayan cevap iki kızdan geliyor. Olayı daha da dramatize eden şey ise başörtülü olmaları: Birincisi, “Aslında cennete veya cehenneme gitmek için her hangi bir şey yapmaya gerek yok. Niyet önemli” derken diğer başörtülü kız, “ Cehennemdeki yerim hazır ama cennete gitmek için hiçbir şey yapmadım” diyor.
Bu mulakatı izledikten sonra aklıma şu ayet geldi:
“Şüphesiz bize kavuşacağını ummayan ve dünya hayatına razı olup onunla yetinerek tatmin olan kimseler ile ayetlerimizden gafil olanlar var ya; işte onların kazanmakta oldukları günahlar yüzünden varacakları yer ateştir”(Yunus 10/7-8)
Yaşları ortalama 18-20 olan bu gençler bizim ülkemizin gençleri. Bizim okullarımızda yetişiyorlar. Nasıl oldu da bu hale geldi bu gençler!?  Biz yetiştirdik bunları. Burada suçu sadece bir kuruma, ya da şuna buna atmakla sıyrılmak olmaz. Nerede hata yaptığımızı cidden sorgulamak lazım.  
Çözüm ne? Çözüm top yekûn seferberlikte.  Ülkemizin kalkınması noktasında gösterilen gayret manevi kalkınmada da gösterilmeli. Mevcut eğitim sistemimiz masaya yatırılmalı ve eğitimin sadece okulların işi olmadığı bilinciyle hareket edilmeli. Kendi milli silahlarımızı yapar hale geldik ama ülke geleceğini emanet edeceğimiz nesli ihmal ettik galiba.
Çözüm noktasında “aile” konusuna da odaklanmak şart. Aile toplumun temel taşıdır. Ülkeyi çökertmek için ailenin çökmesi yeterlidir. Ülkenin işgali top-tüfekle olmuyor artık. Ülke düşmanları bu gerçeği bilerek ailemizi hedef aldılar. 2016 yılı verilerine göre 126 bin çiftin boşanması aile kurumunun sallanmaya başladığının fotoğrafıdır. Aileyi bozmak için her yolu kullanıyorlar. Baksanıza şu televizyonlara! Çıplaklık, gayrı meşru ilişkiler, sapık ve çarpık ilişkiler, alkol, kumar diz boyu. Baba oğulun baş başa içki içtiği dizi sahneleri boşuna mı çekiliyor sanıyorsunuz? Daha dün bir gazete paçavrası, “Mart’ta nikâh Nisan’da doğum” diyerek bir ünlünün haltını ana sayfadan verdi. 01.03.2018

(Devam edecek)

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Doğankent Gazetesi, Harşit Vadisi'nin Sesi
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.