Hain darbe ve işgal girişiminin üzerinden bir sene geçti. Bu darbe girişimi aslında uzun senelerden beri vatanımız üzerinde oynanan oyunların son halkasıydı. Batılı kan emici sömürgeci ülkeler üç kıtaya hükmetmiş 600 senelik koca Osmanlı’yı tarih sahnesinden silmeyi başarmışlardı. Elbette bu hazin tasfiyede içerdeki yerli işbirlikçi hainlerin de küçümsenemeyecek katkıları olmuştu. Gâvur her zaman kullanacağı maşa bulmuştur. Husûsiyle 2.Abdulhamid Han’ın dönemi ve onun tahttan indirilişi ile yaşananları bir hatırlayalım.
Osmanlı tasfiye olmuş, yeni devletimiz kurulmuştu. Osmanlıdan bize son kale Anadolu kalmıştı. Lakin vatan üzerinde gözü olan millet düşmanlarının planları bitmemişti. Bugün Osmanlı bakiyesi topraklarda onlarca devlet ya da devletçikler kurulmasına rağmen söz konusu topraklarda operasyonlar devam ediyor. Çevremize şöyle bir bakınca bunu net bir şekilde görürüz.
Aynı durum Türkiye’miz için de geçerli. Husûsiyle millet özüne dönüp kendi kendine ayakta durmaya başlayınca birileri bundan fena halde rahatsız oldu. 40 yıldan beridir kulağa hoş gelen isimlerle(cemaat, hizmet..vs.) faaliyet gösteren ve bu günler için hazırlanan FETÖ kullanıma sokuldu. FETÖ’nün FETÖ olduğu daha birkaç seneden beri biliniyor. Gerçek yüzlerinin ne olduğu özellikle namluyu millete doğrulttuklarında, 15 Temmuzda ortaya çıktı. Ondan önce bize gözüken yüzlerinde “diyalog” vardı, “hoşgörü” vardı, “sevgi” vardı. Meğer bütün bunlar birer kamuflaştan ibaretmiş.
Kırk senedir devletin kılcal damarlarına kadar nüfuz eden bu hain yapı son oyununu 15 Temmuz 2016 da oynadı. Kendine verilen rol belliydi. Ülkeyi milletten kurtarmak ve sahiplerine teslim etmek. Yunan, ya da Fransız işgalinin bir başka versiyonuydu bu. 15 Temmuz’da yaşananların kimin işi olduğunu, aslında kime hizmet için devreye sokulduğunu anlamak için uzman olmanız gerekmiyor. Örgüt elebaşının 18 senedir nerde yaşadığına, darbe girişimi öncesinde ve darbe girişiminden sonra darbecilerin nerelere kaçıp sığındıklarına, bu ülkelerin onları nasıl bağırlarına bastıklarına, onlara nasıl madalyalar taktıklarına bakınca fotoğraf netleşiyor aslında. İşte bütün bunların farkına varan aziz milletimiz artık saflarını daha da sıklaştırıyor.
Onlar 15 Temmuz’da bir plan yaptılar, Allah da bir plan yaptı. Allah zalimlerin planlarını bozdu.(Âl-i İmran3/54 ) Allah zalimlerin planlarını millet eliyle bozdu hamdolsun. Allah millete feraset ve cesaret verdi, sekînet indirdi de hainlere dur dedi. Yoksa koca tankın altına yatmayı ne ile izah edeceksiniz? Milletin tankını milletin üzerine süren, milletin uçağından millete ölüm yağdıran bu hainlere tarihe altın harflerle yazılacak dersler verdiler. İşte bu ruh bu milleti ayakta tutacaktır. Bu ruh devam ettiği müddetçe bize asla diz çöktüremeyecekler.
Bu millet; şehadeti göze alıp darbeci generali alnından vurarak darbe girişiminin seyrini değiştiren Ömer Halisdemir’leri, göğsünü tanklara siper eden Sabri Ünal’ları, namlunun üzerine yürüyen ve darbecilere tek başına kafa tutan Safiye Bayat’ları, kamyonuyla mahalleliyi de alıp taksime çıkan Şerife Boz’ları asla utmayacak.
15 Temmuz bize saflarımızı daha da sıklaştırmamızı öğretti. 15 Temmuz daha da kenetlenmemizi sağladı. 15 Temmuz bize milli bir ruh aşıladı. 15 Temmuz bize milli bir diriliş sağladı.
15 Temmuz gecesi minarelerden yükselen ezan ve salâlarla yeniden dirildik, kendimize geldik. Salâlar bize cesaret verdi, manevi güç verdi. 15 Temmuz’un birinci sene-i devriyesinde de gece 00:13 de tüm yurtta 90 bin camiden aynı anda salalar yükseldi. Bu salalar millete müthiş bir moral sağladı, 15 Temmuz ruhunun her daim diri tutulması yolunda önemli bir rol oynadı. 15 Temmuz’un birinci sene-i devriyesinde ülkemiz genelindeki anma etkinlikleri gösterdi ki bu millet 15 Temmuz’u unutmayacak ve unutturmayacak.20.07.2017