Uzun süredir Tirebolu’dan paylaşımlarını izlediğim Soydan Toraman kardeşimin Tirebolu’ya yerleştiğini geçen gün öğrendim. Zaman zaman yaptığı paylaşımlarla ilkbaharın memlekette nasıl olduğunu uzun süreden beri ilk defa görmüş gibi olduk. Öyle ya dile kolay 1971 yılında ilkokulu bitirmiş biri olarak geldiğimiz İstanbul’dan köye ancak okulların tatil olduğu zamanlarda dönebiliyorduk. Dolayısıyla ilkbaharı 40 yılı aşkın süredir görememenin eksikliği hep içindedir. Yazları geldiğimiz köyde fındık mevsiminin hay huyu arasında günler gelip geçti. Daha sonraları okul bitirip evlilik ve iş hayatı onu da çok gördü bize. Bu yeni dönemde köye ancak 15-20 günlük dönemlerde gelir olduk. Çoğu zaman fındığın tam da ortasına denk getirilen bu tatiller köyümüzü ve yöremizi daha da az gezmemize neden oldu. 5-10 yıldır biraz daha fazla kalır olduk köyde. 30-45 gün süren bu yeni dönemde yöremizi daha iyi tanıma fırsatı bulduk.

 

Yine bu dönemde Allah fırsatını verdi; hemşeri derneklerimizin bir araya geldiği Tirebolu Dernekler Federasyonunu kurmak da nasip oldu. Birkaç yıl süren sayısız toplantıdan sonra Yahya İpek ve Kamil Sakal arkadaşımızın katkıları ile dernekleri çeşitli ortamlarda bir araya getirdik. İlk toplantılarımıza katılan biri olarak zamanın Belen Dernek Başkanı Aytekin Bayır’ı hayırla ve rahmetle yad etmeden olmaz. Yine toplantılarımıza katılan ancak kurduğu Ataköy Derneğini Gaziosmanpaşa Giresunlular Derneğine dönüştüren Nuri Yılmaz’ı da anmalıyım. Çok sonraları aramıza katılan Hamdi Aydın(Belen), Muammer Gündüz(Kuzgun), Çınar Çetinkaya(Tirebolu), Ali Demir(Kadıköy), Bahattin Şener(Zeytinburnu), Hasan Kaya(Danışman) ve Ziya Yılmaz(Kuskunlu) gibi isimleri de unutmamak lazım. Altı dernekle kurulan federasyon bugün 18 derneğin üye olduğu büyük bir sivil toplum kuruluşu olarak Giresun dernekler camiasında güzel bir örnek olarak duruyor. Kurulan onca federasyon ve konfederasyonun bu kadar katılımcı olduğunu söylemek maalesef zor.

 

Bu dönemde tanıştığımız yüzlerce dostumuz oldu. Kimisi dernek yöneticisi kimisi başka meslekleri olduğu halde interneti önceden keşfetmenin verdiği rahatlıkla yöresine dair bir şeyler yapma gayretinde olan insanlar. Hiçbir menfaat beklemeden yöresi ile ilgili ne yapabilirim heyecanı duyan bu insanların gayretini söylemesek haksızlık yapmış oluruz. Bunların başında elbette Yahya İpek gelir. Yahya bey daha 1970’li yıllarda başladığı gazetecilik serüvenini, İstanbul’da sivil toplum kuruluşlarında aldığı görevlerle devam ettirmiş bir dönem de siyasette önemli bir görev ifa etmiş arkadaşımız olarak hala bu misyonunu www.medyatirebolu.com ile devam ettiriyor. Yine Habertürk TV gibi önemli bir yayın organında yönetmenlik yapan Hasan Kübüç’ü de unutamayız. Gazeteciliği okullu biri olarak yapan kardeşimiz www.yenitirebolu.com sitesinde Soydan Toraman ile harikalar yarattılar. Giresun’umuzun reytingi en yüksek sitesi haline gelen bu site insanımızın ilgisizliği sonucu bir süre yayınına ara vermek zorunda kaldı. Şimdilerde Sedat Pir kardeşimizin devam ettirdiği bu yayın eski popülerliğinden maalesef çok uzakta. Yine çok önceleri Yahya Şahin kardeşimizin kurup yönettiği www.tirebolu.org sitesini de unutamayız. Avrupa’dan yayın yapmasına rağmen Aslancıklı Tevfik Kara kardeşimizi de www.tireboluhaber.net ile bu halkaya dahi etmek gerek.

 

Nerden nereye geldik; Soydan kardeşimin önceki gün “abi Tirebolu Postasını yayına sokuyoruz; senin de katkılarını bekleriz” deyince ne kadar sevindiğimi anlatamam. Yerel bir gazeteye daha ortaokul lise yıllarından abone olan biri olarak memleketimden haber getirecek her yayın heyecanlandırır beni. Tirebolu Postasının yakın zamanda yazılı halini göreceğimize emin biri olarak yayın hayatında başarılı olmasını temenni ediyorum. İnşallah her gün sıladan yeni haberler alırken yazılı halinin de postacı tarafından elimize tutuşturulduğu günleri kısa zamanda görürüz diyorum.