Üç yıl ne kadar da hızlı geçti. 2010 yılında uygulanan nispi temsil sistemi ile ilk kez tanışan mali müşavirler TÜRMOB genel kurulunda iki liste ile karşılaşmış, kendilerine yakın buldukları listelere oylarını kullanmışlardı. 2008yılında 3568 sayılı yasada yapılan değişiklikle birçok düzenleme yapılmış bunun yanında bir de seçim sistemi değiştirilmişti. Yıllardır uygulanan çoğunluk sistemi kaldırılarak yerine daha adil olduğuna inandığımız nispi temsil sistemi getirilmişti.

 

Esasında işin tarihi seyri daha önceden başlamıştı. Oda genel kurullarında bazı kişilerce çeşitli şekillerde ifade edilen seçim sisteminin adaletsizliği üzerine bendeniz bir yazı yazmış ve bunu popüler sitelerden www.alomaliye.com sitesinde yayınlamıştım. Oda Seçimleri ve Seçim Sistemi başlığı ile yayınlanan bu yazı bir anda meslek camiasında yankı buldu. Hala yayında olan yazımda “İsmmmo seçimlerinin sonuçları bizlere bu konuda ışık tutmaktadır. 15 yıldan beri oda başkanlığını yapmakta olana Yahya Arıkan yapılan 15.olağan genel kurulda da başkanlığa seçilmiştir. Sivil mesleki kuruluşta bu kadar uzun süre başkanlık yapmak her ne kadar becerikli olunsa da uygulanmakta olan seçim sisteminin bir sonucudur. Bu seçim sisteminde yönetimi ele geçiren oligarşik grup elindeki gücü sonuna kadar kullanmakta ve bunu kimseyle paylaşmamaktadır” demişim.

 

Bu yazının üzerinden çok fazla bir zaman geçmeden kurulan İstanbul Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Derneği’nin düzenlediği bir sempozyuma katılan zamanın Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a seçim sistemindeki bu adaletsizliği anlatmamız zor olmadı. Kemal Unakıtan üstadımız da zaten seçim sistemindeki bu adaletsizliğe vakıftı. Görevlendirdiği bir bürokrat ile yasa değişikliğinin taslağını hazırlamamız uzun sürmedi. Ancak meclisin içinde bulunduğu iş yükü arasında değişikliğin gündeme gelmesi çok da kolay olmadı. Mecliste uzun uğraşlar sonucu kabul edilen düzenleme muhalefet tarafından kolaylıkla içine sindirilemedi. Odalar ve TÜRMOB tarafından ulusal basında verilen mücadele sonucunda Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül tarafından veto edilen ilk yasa bizim yasanın değişikliği oldu. Ancak bu veto bizi yine yıldırmadı. Mecliste yaptığımız lobi çalışmaları ile değişiklik tekrar meclis gündemine geldi. Mecliste verilen olağanüstü sayıdaki önerge ile meclis çalışmalarını tıkayan muhalefet bununla a kalmadı. Değişikliği Anayasa Mahkemesine götürdü. Anayasa Mahkemesi ise değişikliği anayasaya aykırı bulmadı.

 

Mayıs ayında mali müşavir odalarında yapılan seçimler sonucunda birçok odada seçimi ya Meslekte Birlik düşüncesine sahip arkadaşlarımız kazandı ya da seçilen yönetimlere ortak oldular. Seçilen delegeler şimdi de 5-6 Ekim günlerinde yapılacak TÜRMOB seçimlerinde yeni yönetimi belirleyecekler. Seçildikleri yerleri kendi tapulu mülkü bilenlere yasa değişikliği ile artık son verilmiş olacak. İlk seçildiği günden bu yana 23 yıl geçenler 2016 seçimlerine kadar odalarda 26 yılını doldurmuş bireyler olarak emekli olacaklar ve kenara çekileceklerdir. Oysa meslektaşlarımız bunu kendi iradeleri ile yapmalı ve kendilerine kral seçmemeyi bilmeliydiler.

 

Geçtiğimiz günlerde yapılan adli yıl açılışında Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun gösterdiği jakoben tavır diğer odalarda da çoğunluk sisteminden çoğulcu bir yapıya geçmenin ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Bu kaba jakoben tavrı biz yıllardır biliyor ve hissediyorduk. Artık dönem birbirimizin farklılıklarına hoşgörü dönemi olduğuna göre TÜRMOB’a ve değişik akademik meslek oda ve birliklerine toplumun değişik katmalarının görüşlerinin yansıması gerekmektedir. Biz bunu 3 yıl önce TÜRMOB’da başardık ve bu dönem bunun artarak devam etmesi eşyanın tabiatı gereğidir. Bu değişikliği de ancak ve ancak Meslekte Birlik düşüncesinde olanlar gerçekleştirebilir.