SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Oldu Mu Şimdi Başkan?

Yazının Giriş Tarihi: 11.03.2019 19:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.03.2019 19:29
 Doğankent Belediye Başkanı Haşim Birol Tekin, 5 yıllık görev süresi içerisinde yaptıklarını maddeler halinde sıralayarak, haberin en sonunda da bu hizmetleri (!) yaparken katkısı olanlara teşekkür etmiş? Etmiş ama asıl teşekkür etmesi gereken kişiyi unutmuş (!)
 
Çünkü saydığı hizmetlerin yarıdan fazlasını yapan ve daha saymadığı ama belediyenin sorumluluk sahasında bulunan birçok hizmetin yerine getirilmesinde büyük katkısı bulunan eski AK Parti İlçe Başkanı Rüşan Özden’in adını anmamış. Oldu mu şimdi Başkan? Bu tavır sana yakıştı mı?
 
Biz önce Sayın Tekin’in bizzat kendisinin yaptığı hizmetleri tek tek ele alalım ve bildiğimiz kadarıyla doğrusu ile değerlendirelim, en sonunda da asıl maksadımıza geliriz…  
 
Tekin’in Belediye Başkanı olarak bizzat yaptığını söylediği hizmetlerden kamuoyu ile paylaştıklarına bakınca, insafsızlık gibi olmasın ama 32 maddelik icraattan belki 2-3 tanesinde bizzat katkısının olduğu, geri kalanların tamamının şahsına ait olmayan hizmetler olup, tam tersi başkalarının yaptığı hizmetlerinden kendine pay çıkarmış olduğunu tüm Doğankent halkı az çok bilmektedir.
 
Muhtemeldir ki kendisi ilçede pek kalmadığından ve ilçenin sorunlarından çok fazla haberdar olmadığından, yapılan her şeyi belediye yaptı sanmaktadır ve bu nedenle Doğankent’e çakılan her çividen kendisine pay çıkartarak “bizzat yaptığım” işler diye zikretmektedir.
 
Belki yazdıklarımız afaki ve abartılı gibi gelebilir ama madde madde saydığı hizmetlerin bir çoğunu hizmet olarak saymaktan insanın hicap duyması gerekirken, velev ki hizmet olduğunu kabul etsek bile kendisi bunların bir çoğu yapılırken veya olurken Doğankent’te bulunamamıştır.
 
5 Yılda ne kadar süre ile resmi olarak ilçe dışında bulunduğunu belediye kayıtlarından öğrenmek mümkün olmakla birlikte, resmi kayıtlarda olmayan süreleri de hesaba katarsak 5 yılda 1 yıl Doğankent’te kalmamış, Doğankent’in havasını teneffüs etmemiştir.
 
Yazdıklarımızın örneklerle çoğaltabiliriz ama biz kendi açıkladığı hizmetlerden (!) yola çıkarak birkaç örnek verelim, hafızalarda canlandırma olsun diye…
 
Hizmet (!) diye saydığı işlerin ilk sırasında yer alan “Sel”  olayında bile kendisi Doğankent’te olmadığından, sel olayının duyulması ile ilçeye gelen; Vali Yardımcısı Bekir Ergök, İl Emniyet Müdürü Uğur Öztürk, DSİ Bölge Müdürü Ali Erdoğan, DSİ 226.Şube Müdürü Mehmet Geldi’yi ilçede karşılayanlar Doğankent Kaymakamı Uğur Köroğlu ve Belediye Başkan Vekili İlyas Patan olmuştur.
 
Hakeza, sel olayına müdahale eden de DSİ ve Kaymakamlığın kiraladığı özel iş makinaları olmuştur. Belediyenin buradaki katkısının ve verdiği büyük mücadelenin ne olduğunu bilinmemekle birlikte, bu hususta dönemin DSİ Bölge Müdürü ile ters düştüğü için Küstük Deresi üzerindeki ıslah çalışmaları projeleri de dönemin AK Parti İlçe Başkanı Rüşan Özden’in girişimleri sonucunda çözüme kavuşturulduğunu bu işin muhatapları çok iyi bilmektedir.
 
Halıköse Mezarlığına duvar yapılması konusunda kendisinin katkısı olduğu doğrudur. Yaptığı en önemli işlerden bir tanesi sanırım bu çalışmadır.
 
Ancak, devamında bahsettiği ‘Mezarlıkların rutin olarak temizlenmesi, ışıklandırması, çevrelerine ihata duvarlarının yapılması’ işinin başta şehir merkezindeki mezarlıklar olmak üzere, belediye dahilindeki hangi mezarlıklarda olduğu ve işin miktarı nedir o da ayrı bir soru işareti.
 
Kavraz yolunun çakıllanması ve Ağaçbaşı Olukcak yaylası ham yol çalışmalarını bizzat yaptırdığını belirtmiş ama bu yolun yapımı için dönemin AK Parti İlçe Başkanı Rüşan Özden’in kaç kez Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerini o bölgeye götürdüğü ve Yaşmaklı Barajının dibinden Ağaçbaşı yaylasına Kavraz yayla yolundan bağlantı yapılması için çalışmalar yürüttüğünü o döneme ait haberlerden ve sosyal medya paylaşımlarından anlamak gayet kolay. Ancak hakkını teslim etmek lazım İş Makinası bölgeye geldiği zaman yanına çıkıp fotoğraf çektirmişti.
 
Hizmet olarak saydığı; ‘İlçede bir taziye yeri açılması, mobil cenaze yıkama aracı, cenaze çadırı’ gibi hizmetlerde belki 5 yıl içerisinde yaptığı diğer olumlu bir hizmet olarak sayılabilir.
 
Halı sahanın tamirinin yapılması konusuna gelince, bir önceki Belediye Başkanı Nazmiye Kabadayı’nın belediye bütçesinden 5 kuruş harcamadan yaptırdığı halı sahanın brandasının değiştirilmesini hizmet olarak saymak Doğankent için gerçekten acınılacak bir durumdur. Ancak bu hizmetin karşılığında elde edilen gelirlerden (halı saha maçları ve düğün kirası bedelleri) belediyenin kasasına ne kadar girmiş onu da açıklarsa kamuoyunun da bu hususta bir fikri olabilir.
 
Doğankentspor'a maddi ve manevi destekte bulunduğunu belirtmiş, bu konuda da hakkını yememek lazım, bir önceki Belediye Başkanı Nazmiye Kabadayı zamanında Doğankentspor gerçekten zor zamanlar yaşamıştı. 50 TL lik mazot için kırk şart ortaya sürmekteydi. Tekin’in bu hususta kulübe maddi ve manevi katkılarını inkar etmek haksızlık olurdu. Olumlu bulduğumuz işlerinden bir tanesi de bu husustur.
Kış aylarında karla mücadele yapmış ama zaden 5 yıldır Doğankent’e yağan kar belli. Bu işi hizmet olarak saymak da gerçekten gülünç olmuş, çöp toplamayı bile hizmet olarak saydığımız bir anlayışta projeler yerine belediyenin rutin işlerini hizmet olarak saymak da gayet normal görülmelidir.
 
Çilekliburun mevkiinden 6 km su borusuyla Çöcen Mahallesine su getirilmesinden bahsetmiş ama bu işte belediyenin katkısının ne olduğundan bahsetmemiş, zira herkes tarafından bilinmektedir ki bu su, Arslancık HES tarafından Oyraca Köyü için getirilen suyun güzergahı ile ilgili bir önceki Başkan Kabadayı zamanında yapılan anlaşma sonucu zaten gelecek olan bir yatırımdı. Tekin’in bu hususta nasıl bir katkısı olmuş onu da kendisinin açıklaması lazım. 2 Adet su deposu da tabiki büyük hizmet (!) sayılmalıdır yapılan işlere bakılınca.
 
Yol yapım çalışmaları (Çukurköy, Mürselgilyanı, Fahrigilyanı) konusunda çok fazla bir şey söylememek gerekmektedir. Yaptırdığı toplam ham yol ile rakibi Özden’in belediye dahilinde yaptırdığı toplam ham yolu kıyaslamak gerekmektedir.
 
Süttaşı Mahallesi ve Yeşiltepe Mahallesinde AFAD ödeneğinden gelen para ile yapılan ihata duvarlarını da hizmet (!) olarak kendi hanesine yazdırması da akıllara şöyle bir soru getirmektedir; “Acaba sel olmasa ne olacaktı?”
 
Saydığı hizmetlerden bir tanesi de Doğankent Ana cadde üzerine taş döşeme ve elektrik döşemesinin yapılması işi ki evlere şenlik bur durum. Ölümü görüp sıtmaya razı olan Doğankent ilçe halkı, 5 yıldır gelişi güzel döşenmiş granit taş yerine daha şimdiden çökmeler oluşan parke taşı görünce her gün Başkan’a dua eder olmuş, hele de facia sayılabilecek bir cadde aydınlatmasından sonra ikinci bir facia olarak yapılan yeni aydınlatma sisteminde ki caddenin yeterince aydınlanmış olması büyük hizmet (!) olarak halk tarafından kabul görmektedir.
 
Halbuki halkın göremediği ve bilmediği husus ise 10 kuruşluk taşın 2 kuruşluk parke ile takas edilmesi ve artık cadde ve sokaklarda görüntü kirliliği yapan elektrik ve telefon telleri yer altına inerken bizim Başkan’ın tekrar 50 yıl önceki aydınlatma tekniğine dönmesi nostalji değilse büyük bir facia sayılmalıdır. Ancak kıyaslama daha kötüsü ile olunca yapılanlar büyük hizmet gibi görülmektedir.
 
Hizmet (!) olarak sayılan; KOSGEB ve Tekvando kurslarının açılmasını gülerek geçiştirirken aklıma Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünün yaptığı hizmetleri saymanın sayfalarca yer alacağı diye komik bir düşünce geldi.
 
Atıl durumdaki üniversite binasının hizmete girmesi için ilk dönemlerinde doğru iş yaparak, yanına aklı başında insanlar alarak olumlu işler yapmış ancak daha sonra ki kılavuzları ile geride kalan 4 yılı heba etmiştir.  
 
Yurt yapımı için Kolin A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Naci Koloğlu ile protokol yapılarak yer tesliminden sonra yurdun yapılmasına yardımcı olunduğunu söylemiş ama herkes iyi biliyor ki bu yurdun yapımı için yine rakibi Rüşan Özden’in çabaları ve gayretleri çok büyük olmuştur. Kendisinin bu hususta katkı yerine bazı engelleme girişimleri olmuş ancak toplumsal tepkiden çekindiği için fazla diretememiştir. Bu hususta da kendisine göre gerekçeler sunmuş olmakla birlikte asıl amacın bağcıyı dövmek olduğunu herkes iyi bilmektedir.
 
Emniyet Müdürlüğü binasının yapılması için yer tahsisinde yardımcı olunarak binanın yapımının başlamasına öncülük yapmasına ise sesli bir kahkaha atarak gülmekten başka bir şey söylemek yersiz olur diye düşünmekteyiz. Zira, en azından mahallelerde başına bir ev yapan vatandaş içinde “falancıya, filancaya ev yapılmasın konusunda ruhsat vermek suretiyle yardımcı oldum” dememiş. Belediye’nin asli görevlerini (ruhsat vermek gibi) hizmet saymak gerçekten çok komik bir hizmet tanımı olmuş. Bu binaların yapılması, yolların betonlanması, asfaltlanması için acaba hangi yetkili ile görüşmüş veya iki satır yazı yazmış sormak lazım kendisine.
 
Süttaşı Mahallesi İlköğretim Okulunun yapılmasına katkı sağlamış? Ne diyebiliriz ki?
 
Yayla elektriklerinin yapılması için elden gelen tüm desteğin verilmesi demiş ama hangi yaylalar bilemediğimiz için belki vermiştir diye es geçiyoruz…
 
Doğankent ilçesindeki yan derelerin ıslahının yapılması için proje hazırlayarak bakana verilerek programa alınmasının sağlanması demiş ama Giresun ilinde herkes biliyor ki bahsettiği projeyi de Bakan beye Belediye Başkan Vekili İlyas Patan vermiştir. Kendileri yine ortalıklarda yoktu. Ha diyebilirsiniz ki “Ne var bunda? Neticede bir ekip değiller mi?” doğru da biz buruda Belediye’nin yaptığı çalışmaları değil, ‘Belediye Başkanı olarak bizzat ilçeye kazandırdıkları’ hizmetleri irdeliyoruz. Onun içinde bu hizmeti de Başkan Vekili İlyas Patan’ın hanesine yazmak gerekmez mi? Zaten hatırlarsanız sel olduğu zamanda İlyas Patan Başkan Vekili olarak görev yapmaktaydı. Tesadüf!...
 
Üniversite öğrencilerimize burs verilmesi çalışmaları konusunda bir şey diyemeyeceğiz çünkü belki vermişlerdir, günahlarını almamak lazım.

Su projesi yapılarak tamamlanmış ancak Doğankent halkının musluklardan çamurlu su akmasına alışık olduğu aleni idi ama son zamanlarda kıl kurtlarının musluklardan çıktığını tüm Doğankent biliyor ama, aması var!....
 
2016 yılında Ruslar tarafından Harşıtın işgalinin 100. yılında sempozyum düzenlenmiş, doğrudur; bunu da hizmet olarak sayalım.
 
Mahalle ve yayla camilerinin bakım onarım ve tadilatına destek olmak konusunda da doğru veya yanlış günaha girmemek lazım.
 
İmar planına esas merkez Mahalle kadastral halihazır çalışmasının tamamlanması demiş ama Doğankent’in tamamında herhangi bir imar çalışması yapmadığından son 5 yılda Tirebolu ilçesinden kaç Doğankent’li ev almış bir araştırmak lazım. Tirebolu’nun Körliman ve Demircili Mahallesine bir Doğankent daha kuruldu. Niçin? Doğankent’te kimse çivi çakamadığı için.
 
Doğanken ilçesine Kültür yayınları kazandırmak diyeceğiz de bu konuya fazla girmemek daha yerinde olur.
 
Yeni mahalle, Belen, çukurköy elektrik hatlarının iyileştirilmesi demiş ama ÇORUH-AKSA’nın belediyeye bağlı olduğunu yeni duyduk!... Acaba ne gibi bir katkısı olmuş? Proje mi yapmış? Talepte mi bulunmuş? İyi ki “Üst geçidi de ben yaptırdım” dememiş.
 
Bal Ormanı projesi çalışmalarının yapılarak hayata geçirilmesi noktasında ilk yılında, hatta ilk aylarında sözlü olarak Orman ve Su İşleri Bakanına bir talebi olmuş ve bu talebi hemen yerine getirilmişti. Yani bırak proje ile sözlü bile istese hizmet alınabiliyormuş. Tabi proje denilmişken kendisine sormak lazım hangi projesi devletin ilgili mercilerinden geri dönmüştür.
 
Beton duvar ve asfalt işçiliğinin yapılması denilmiş ama mevkii ve miktar belli olmadığı için tahminen bunlarda Rüşan Özden’in getirttiği asfalt ve betonlar olabilir. Bu arada yanlış anlaşılmasın Rüşan Özden’de cebinden getirtmiyor. Bizim kastımız bu iş için talepte bulunup, takip edeni bu işleri yapan kişiler olarak kabul ediyoruz. Yoksa ne Sayın Tekin, ne Sayın Özden, ne de Sayın Kabadayı yaptıklarını kendi kesesinden yaptırmıyorlar. Önemli olan yol yordam bilmekten, bu hizmetleri ilçeye getirebilmekten geçmektedir.
 
Be Değirmeni Köprüsü ve Deregözü köprüsünün yapım ve onarımının yapılmasını da Sayın Tekin’in hizmet hanesine yazarak geçelim iki adet Park ve bahçenin yapılarak hayata geçirilmesi konusuna. Bu hizmetleri yaparken kullandığı hazine kime ait? Ha diyeceksiniz ki “ne var devlete ait ise?” tamam da her gittiği yerde “çok hizmet yapacağım da bana engel oluyorlar” diye mazeretler öne sürürken, oralara engel olanlar buralara engel olamaz mıydı? Kim bilir belki de buralarla ilgili izin bile alınmamıştır. Hal böyle iken bu parkları kime? Hangi yoldan yaptırmışlardır? Bunları da sorgulamak lazım. Yine bu parkın ortasına dikilen “Totem” ne işe yaramaktadır? Bunun için herhangi bir ücret alınmış mıdır?  Alınmışsa da hazine arazisine yapılan “Totem” ücretini hangi kurum almıştır gibi çok farklı sorular da sorulabilir. Yani anlayacağınız sosyal belediyecilik adına yapılan yarım yamalak iki hizmet var. Bunlarında üzerinde sormadığımız daha birçok soru işareti var…
 
Evet değerli okuyucularımız, Belediye Başkanı Tekin’in tekrar seçilirse neler yapacağını değil, geride kalan 5 yılda neler yaptığını kendi açıklamaları ışığında ele aldık.
 
Burada klasik bir sloganla “Yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır” felsefesi ile hareket ederek şöyle diyebiliriz; yapılanlar ortada ise gelecek dönem için neler yapılması planlanmaktadır? 5 yılda yapıldığı ileri sürülen çalışmaların hepsi Sayın Başkana ait olsa (ki olmadığını hepiniz iyi biliyorsunuz) bile yeterli midir?  
 
Bunun cevabını geçtiğimiz seçimlerde Sayın Başkanı destekleyen haber sitesi olarak şimdilik biz vermeyelim. 2014 yılında ki seçimlerde kendi tanıtım kitapçığına bakarak öğrenebilirsiniz. Yeri gelince bizde bunları sırasıyla açıklayacağız çünkü üzerimizde olan bir vebal var.
 
Gayet doğal olarak o zaman bize kızanlar belki şimdi alkışlıyordur veya o zaman bizi alkışlayanlar şimdi bize küfür ediyordur ama biz gerçekleri yazmaya dev am edeceğiz. Nasıl ki o zaman mevcut belediye başkanını yaptıkları ve yapmadıkları ile eleştirmişsek şimdi de mevcut başkanı yaptıkları ve yapmadıkları ile eleştiriyoruz.
 
Bizi şimdi taraflı haber yapmakla suçlayabilirsiniz. Doğrudur biz her zaman taraflı haber yaptık. Her zaman haklının ve Doğankent halkının tarafında olmuşuzdur.
 
Bu sitede sandık görevlilerine 3 pide gönderdiği için Belediye Başkanı Haşim Birol Tekin’i eleştiren o zamanın AK Parti İlçe Başkanı Rüşan Özden’e karşı nasıl ki Sayın Tekin’in hakkını savunduysak bugün de aynı şekilde yapılan hizmetlerde katkısından dolayı herkese teşekkür edip de Sayın Özden’e teşekkür etmeyen Tekin’e karşı Özden’in hakkını savunmak boynumuzun borcudur. Kişisel bir mesele değildir, ilkesel bir meseledir.
 
Sayın Tekin, “Üniversite Binasının yapımında emeği bulunan eski Giresun Milletvekili Hacı Hasan Sönmez ve eski Belediye başkanı Nazmiye Kabadayı'ya halkım adına teşekkür ederim. Süttaşı ilköğretim Okulunun yapımında emekleri bulunan eski Doğankent İl Genel Meclisi üyesi Alaeddin Bayram, Doğankent İlkokulu Müdürü Cevdet Bayram ve okul yapımı sırasında evini okula tahsis eden İsak Kabadayı'ya teşekkür ederim” demiş de acaba hizmet diye saydığı 32 maddelik başlık adı altında en azından 25 tanesinde katkısı olan Rüşan Özden’e niçin teşekkür etmemiştir?
 
Sayın Başkanın 2014 seçimlerinde ki tanıtım kitapçığının adaylık ısrarının sebebini açıkladığı bölümde kendi ifadesiyle; “…Doğankent 10 yıldır kaybettiren, çekişme içinde hizmetin önünü tıkayan, suçlayan, kişisel düşünen, SİYASİ ve YEREL YÖNETİM zihniyetini istemiyor…” demiştir.   
 
Sadece bu maddenin açılımını yapsak tersi hareket ettiği sayfalarca örnek verebiliriz ancak bizim takıldığımız nokta, hizmetlerini anlatırken başkalarının emeğine sahip çıkması ve sonuç bölümünde de bu hizmetlerin gerçekleştirilmesinde ki katkılarından dolayı teşekkür ettiği isimler olmuştur ve bu isimler arasında Rüşan Özden’e niçin teşekkür etmediği olmuştur.
 
Her zaman olduğu gibi eylemleri ile söylemleri birbirini tutmamaktadır. Eleştirdiği hususların tümünü istisnasız olarak kendisi yapmaktadır.
 
Cumhur İttifakı içerisinde yer alan iki rakip ama “Beka” konusunda el ele yürümesi gereken, iki yol arkadaşı olması gereken rakibin bu davranışını nasıl dostça bir hareket olarak düşünebiliriz. Bunu bir ihmal veya unutkanlık olarak düşünmek iyi niyetin ötesinde saflık olur, o zaman bunun adı unutkanlık değilse düşmanlık değil mi? Madem ‘suçlayan değil kucaklayan’ başkan olmaya namzet oldun niçin ilk günden itibaren Doğankent’e senden fazla hizmeti olan insanları suçlayarak yola çıktın?
 
Bize bu yazıyı yazdıran Ahmet, Mehmet değil, kendi yaptığınız düşmanca tavır ve geçtiğimiz dönem seni desteklediğimizden dolayı uğradığımız hayal kırıklığıdır. Biz kavga eden, kin tutan değil kucaklayan idareciler istiyoruz. Güçlünün değil haklının yanında olmaya devam edeceğiz.
 
Sevgili Doğankentliler, bunları yazarken biz çok düşündük de yazdık ama sizler de okurken düşünmeden kızmayın. Biz olanları yazdık. Varsa yanlışımız, yalanımız veya eksiğimiz, gerekli açıklamaları muhatapları rahatlıkla bize (e-posta : dogankentgazetesi@hotmail.com ) yazabilirler.
 
Bizde içeriğinde suç unsuru bir mevzu olmadığı sürece sitemizde olduğu gibi yayınlarız.  
 
Kalın Sağlıcakla….

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Doğankent Gazetesi, Harşit Vadisi'nin Sesi
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.