SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Köy Türküleri Susmasın

Yazının Giriş Tarihi: 04.03.2013 00:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.03.2013 00:09

Çok küçük sayılacak bir yaşta (12 yaşımda) memleketinden ayrılıp gurbeti tadan birçok Harşıtlıdan biriyim. Bugün 26 yıldır gurbette yaşayan bir Harşıtlı olarak memleketimin güzelliklerine duyduğum özlemin yanında memleketimin sorunlarını da kendi dağarcığımın el verdiği kadarıyla Doğankent Gazetesi ziyaretçileriyle paylaşmaya çalışıyorum. Bu ya da benzeri platformlarda Harşıt’ın kültürünün, güzelliklerinin ve sorunlarının daha çok yazılması gerektiği inancındayım. 

Çocukluğumdan aklımda kalanlardan biri de coğrafyamızın zorluklarını, sevdalarını, acılarını, hüzünlerini, sevinçlerini dile getiren türkülerimizdir.

İlkokula başladığımız dönemlerde köylerimizde elektrik yoktu. Radyolar pil ile çalışıyordu. Bu nedenle belirli saatlerde açılır ya ajans dinlenir ya da müzik dinlenirdi.

Düğünlerde kemençe ve saz sanatçılarımızın atma türküleri, mısır soyma imecelerinde genç kızların söyledikleri türküler, çobanlarımızın kavallarıyla çaldıkları türküler ne hoş gelirdi kulağımıza.

Genç kız ve oğlanların sevdalarına ve özlemlerine yazdığı türkülerin yanında büyüklerinin yanında çocuklarını sevemeyen anne-babaların çocuklarına yazdığı maniler, gurbetteki çocuklara, gurbetteki çocukların ailelerine yazdığı şiirlerden bugün dönüp baktığımıza aklımızda kalanlar çok azdır.  

Ben Harşıt’ı Tirebolu’dan Torul’a kadar olan bölge olarak kabul ediyorum. Çünkü bu bölgedeki köylerin çoğunda kültürel benzerlik çok fazladır. 

Harşıt bölgesinin sanatkarlarından günümüze kalanlara birkaç örnek veriyim:

 

Kemençeci Mustafa Pir:

Nasıl yaniyi nasıl alaçam çıraları,

Akşam güneşi gibi ışıtır buraları.

 

Ayağını vuriyi yeni yolun taşları,

Alışveriş ediyi gözü ile kaşları.

 

Kemençe Sanatçısı Dereleso:
Bir kurşun atacağım
Koyunun keleğine
İpek peştemalını
Uydurmuş yeleğine 

 

Kemençe Sanatçısı Eykabıro Salih:

Kara Tavuk okuyor
Fındığın kurusunda
Seni tutar da yerim
Hedük aykurusunda

 

Örnekler bu kadar değil elbette. Bu örneklerin özelliği bu dörtlüklerin gunyuzum.com ve sadikoyu.com un editörleri tarafından araştırılıp kayıt altına alınmasıdır. Belki benim göremediğim başka örneklerde vardır. 

Bugün köylerdeki çobanların çoğalmasını, mısır imecelerinin yapılmasını, Nurettin Aydın, Çaylamo Hacı, Dereleso, Eykabıro Salih gibi kemençecilerin, Ekligo Fikri gibi halk ozanlarının geri gelmesini ve yetişmesini bekleyemeyiz elbette. Ama bize düşen bu değerli insanların bıraktıklarını gelecek kuşaklara aktarmak olmalıdır. 

Bu yörede kendini kemençe “üstadı” diye adlandıranların bu kültürü yaşatmak yerine başka kültürlerin etkisinde “Riv riv” yapmalarına da anlam veremiyorum. 

Yüzyıllar önce yaşayan halk ozanlarımızın şiir, mani ya da beyitleri ağızdan ağıza söylenegelmiştir. Ancak Cumhuriyet döneminde birçok sanatçı Anadolu'yu karış karış gezip yazılı ve sözlü olan bu şiir ve manileri toplayıp derleme çalışmaları yapmışlar ve bu eserleri kayıt altına almışlardır. 

Harşıt bölgesinde de güçlü altyapıların bulunduğuna inanıyorum. Harşıtlılar birçok konuda olduğu gibi bu konuda da ilgisiz kalmaya devam ediyor. Bu ilgisizliğin nedenini de henüz anlamış değilim. 

Çözüm

  • Bizim kemençe sanatçılarımız da alanlara çıkmalı, bu türkü ve manileri araştırmalı ve derlemelidirler.
  • Bu bölgenin sanatçılarının çocukları ve torunları, atalarının eserlerini mutlaka yazılı hale getirmeli, kayıt altına almalıdırlar.
  • En önemliside bu yazıyı okuyan Harşıtlıların şu an hayatta olan büyüklerinden bu türkü ve maniler ile ilgili bilgi alıp mutlaka yazmalıdır ve bu konuda araştırma yapan sanatçılarla paylaşmalıdır.

Haydi Harşıtlılar  Köy türkülerimize, manilerimize, hikayelerimize dahası tüm kültürel değerlerimize başkaları sahip çıkmadan önce biz sahip çıkalım

Bu yazımı Giresun’un bir değeri olan Yazar, Ressam, Şair Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun Türküler Dolusu şiirinde bir bölümle bitiriyorum.

 

Şairim
Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası
Ayak seslerinden tanırım
Ne zaman bir köy türküsü duysam
Şairliğimden utanırım
Şairim
Şiirin gerçeğini köy türkülerimizde bulmuşum
Türkülerle yunmuş yıkanmış dilim
Onlarla ağlamış, onlarla gülmüşüm

Hey hey, yine de hey hey
Salınsın türküler bir uçtan bir uca
Evelallah hepsinde varım
Onlar kadar sahici
Onlar kadar gerçek
insancasına, erkekçesine
'Bana bir bardak su' dercesine
Bir türkü söylemeden gidersem yanarım.

 

Sevgi ve hürmetle

Mart 2013

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Doğankent Gazetesi, Harşit Vadisi'nin Sesi
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.