Tarhan: Rahatladılar mı?

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.dogankentgazetesi.com

Tarhan, yaptığı yazılı açıklamada, AK Parti'nin, ''tutukluların hasta yakınlarını ziyaret etmeleri izni veren kanun teklifini aylardır bekleterek, Haberal'ın babasının ardından annesini de görmeden vefatıyla sarsıcı bir vicdansızlığa daha imza attığını'' ileri sürdü.

Bunun, AK Parti'nin, ''cezaevi zulümleriyle ve ölümlerle muhalifleri terbiye etme vicdansızlığının son halkası'' olduğunu, 12 Eylül'ün, AK Parti ile devam ettiğini savunan Tarhan, ''12 Eylül'ün 'iyi çocukları', bu zulüm uygulamalarıyla kendini de kendini yaratan darbeyi de artık aşmıştır'' dedi.

Tarhan, ''Cunta döneminde cezaevinde bulunan gazeteci sayısından fazla gazeteciyi tutuklama becerisini gösteren, asmayalım da besleyelim mi zihniyetinin Silivri'ye uyarlanmış versiyonunu uygulayan zamane diktası, milletvekilimiz Sayın Haberal'ın annesinin vefatıyla rahatlamış mıdır-'' diye sordu.

''Bir zamanlar, apoletli darbecileri Atatürk'ü ve devrimi nasıl özünden saptırmışlarsa zamane darbecileri de bir adım ileri giderek Atatürk'ü ve devrimi yok etmek istemektedirler'' diyen Tarhan, açıklamasında şunları kaydetti:

''Karanlık işgal günlerinde Anadolu'nun gerçek din adamları, emperyalizmle mücadele etmek ve yurt toprağını korumak için köy köy, kasaba kasaba halkı örgütlerken, keyif süren ve radyodaki sesleri meleklerin taşıdığına inanmamızı isteyen Saidi Nursi'yi kutsayıp, Mustafa Kemal'i lanetleyen, bir üniversite toplantısında haremlik selamlık provaları yaptıran AKP'nin güç sarhoşluğu ile kendinden geçmiş genel başkan yardımcısının bu konudaki yoğun çabaları dikkat çekicidir. Deprem acılarıyla başbaşa bırakılmış, savaştan çıkmış bir şehir görüntüsündeki memleketi Van dışında her yerde arzı endam eden bu kişiye sormak gerek; Dün 'Saidi Nursici olduğumuz için okuldan atıldık' diye ağlayanlar bugün parasız eğitim isteyen gençleri okuldan atıp zindanlara kapatanlar, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde satırlarla saldırıp terör estirenleri ise koruyup kollayanlar mıdır, değil midir- Bodrum'daki İngilizlerden 'Biz Türk değiliz ama çocuklarımıza her sabah and içitiyorsunuz' diye mektuplar aldığından yakınan bu zat bakalım 'Biz Müslüman değiliz, çocuklarımızın Kur'an dersi almasını istemiyoruz' dediklerinde de aynı duyarlılığı gösterebilecek mi- Üniversitede haremlik selamlık provası yaptıranların, gücünü emperyalist güçlerden alan ve İngilizlerle dostluğu dillere destan Nursi hayranlığı şaşırtıcı değildir ve bir Saidi Nursi'yi koruma kanunu çıkartmaları dahi şaşırtıcı olmaz.

Fikirlerin tartışıldığı bir zeminde kadınla erkeğin yanyana gelmesinden rahatsızlık duyan ve kızlarımızı haremlik alanlara layık gördüğünü bir kez daha kanıtlayan bu zihniyetin, 3'le yetinmediği ve kadına en az 5 çocukta karar kıldığı da anlaşılıyor. Hızlarını alamayıp çocuk sayısına da zam yaptıkları anlaşılıyor. 4+4+4 adı altında yetişecek nesillerin siyasal ve dinsel eğilimlerini kodladıktan ve bunları Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla sorgulamayı da garantiledikten sonra kontrol edilebilir ve metamorfoza uğramış bir nesilden emin olarak çocuk tavsiyesini 3'ten 5'e çıkarttıkları anlaşılıyor.''